Sevimli mi sevimli, araştırmaya özel bir ilgisi olan Yoko her pazartesi olduğu gibi okula gitmek için hazırlanıyordu. Annesi Yoko’nun yanına gelip "Bugün okul tatil Yokocuğum." dedi. Yoko, "Ama anneciğim bugün pazartesi, okulum neden tatil olsun ki?" diye sordu.
Annesi Yoko’nun yatağına otururken elini yatağa yavaşça iki kere vurup "Yanıma gelip oturur musun Yoko? Seninle bir şey konuşmak istiyorum." dedi. Yoko annesinin yanına usulca oturup meraklı gözlerle annesinin neler anlatacağını bekledi. Annesi, "Yoko, yaşadığımız dünyada bazı değişiklikler oluyor ve bizler bu değişikliklere ayak uydurursak daha güzel bir dünyaya sahip oluruz. Biliyorsun ki hastalıklar doğaldır. İnsanlar hasta olurlar ve iyileşirler. Bu sıralar dünyamızda bizleri hasta eden bir virüs dolaşıyor." dedi.
Yoko "Ama anneciğim okullar neden tatil peki?" diye sordu. Annesi "Bu virüs bulaşıcı özellikte olduğu için insanlar birbirilerine bulaştırabilir. Bu sebeple sağlığınızı korumak için okulunuzu bir süreliğine tatil yaptılar Yokocuğum." dedi. Yoko "Peki annecim." dedikten sonra annesi Yoko'ya yiyecek bir şeyler hazırlamak için odasından çıktı.
Yoko annesinin anlattıklarını can yoldaşı, sırdaşı ve kahramanı olanı Mitso’ya anlatmak için sabırsızlanıyordu. Yoko sihirli hareketini yapmak için elini kalbinin üzerine koydu. Gözlerini kapatarak "Mitso, can yoldaşım, sırdaşım ve kahramanım, neredesin?" diye fısıldadı. Birdenbire odanın içine doluşan ışıkların ardından uzun mu uzun, güler yüzlü ve büyük gözlü Mitso belirdi. Mitso Yoko’nun üzgün halini görünce hemen soruverdi. "Ne oluyor Yoko neden böyle üzgün görünüyorsun?" dedi.
Yoko, "Hoşgeldin Mitso." dedi ve annesinin söylediklerini tümüyle Mitso'ya anlattı. Mitso şaşkın bir ifadeyle "Yoko dünyanın bu durumuna çok üzüldüm ama geçmişte insanlar bu gibi virüslerle mücadale etmişti, bu yüzden sorununa nasıl yardımcı olabileceğimi biliyorum." dedi. Yoko sevinçle "Gerçekten mi Mitso? Bana bu konuda yardım edebilir misin?" diye sordu. Mitso, "Aslında sana yardımcı olacak olan ben değilim Yoko, ama seni bir bilim insanının yanına götürürsem sana bu konuda detaylı bilgiler vereceğine eminim." dedi.
Yoko sabırsızlanarak, "Lütfen beni biliminsanın yanına götür Mitso, lütfen. Bu virüs hakkında her şeyi öğrenmek ve dünyamızı korumak istiyorum!" dedi. Mitso, "Dünyada seyahat ederken virüse yakalanabilirsin Yoko ama hayal dünyanda seyahat edersen virüsler sana bulaşamaz, ben seni onlardan korurum" dedi ve Yoko'ya hayal dünyasında gezintiye çıkması için güven verdi. Daha sonra Yoko gözlerini kapatarak üç kere derin nefes aldı. Oturduğu yerden yükseldiğini hissediyordu. Seyahat başlamıştı.
Yoko yavaşça gözlerini açtığında kendini bilim insanlarının araştırmalar yaptığı bir laboratuvarda buldu. Yoko etrafını detaylıca incelerken yanına yaklaşan bilim insanı, "Merhaba, sen Yoko olmalısın." dedi. Yoko, "Evet benim. Sizi meşgul ettiğim için üzgünüm ama buraya dünyamızı saran virüs tehlikesini öğrenmek ve bu virüs ile nasıl mücadele edeceğimi bilmek için geldim." dedi.
Bilim insanı, "Tabii ki Yoko, bizler bunun için varız. Eğer sen de bu konuda bilgi sahibi olursan hem insanlara hem de bizlere yardımcı olmuş olursun." dedi ve Yoko zaman ayıracağı için bilim insanına teşekkür ettikten sonra soruları ile virüsü tanımak için bilim insanına "Virüs nasıl bir şey?" diye sordu. Bilim insanı masanın üzerinde duran mikroskobu eline işaret ederek, "Virüsler bizim gözle göremeyeceğimiz kadar küçüktür Yokocuğum, o yüzden onları mikroskop denilen aletler ile inceliyoruz." dedi. Yoko, "Peki biz gözle göremediğimiz için mücadele edemez miyiz?" diye sordu. Bilim insanı, "Hayır Yoko. Mücadele edebiliriz, nasıl ki hasta olmamak için tedbirler alıyorsak virüsün bulaşmaması için de tedbirler alırsak bize bulaşmasını engelleyebiliriz." dedi.
Yoko, "Peki bu virüs nasıl bulaşıyor?" diye sordu. Bilim insanı, "Hasta insanların öksürükleri, hapşırıkları ve çevrelerindeki insanlara ya da eşyalara dokunmaları ile bulaşıyor." dedi. Yoko, "Bulaşmaması için tedbirler almalıyız demiştiniz, bu tedbirler neler peki? Neler yapabiliriz?
Ben dünyamızın bu tehlikeden kurtulmasını ve bir an önce okuluma gitmeyi istiyorum." dedi. Bilim insanı, "Yoko, virüsü kendine ve başka insanlara bulaştırmaman için birkaç şey göstereceğim. dedi ve ayağa kalktı. Hemen ilerde duran el yıkama alanına gitti ve Yoko'ya dönerek, "Bak Yoko, öncelikle ellerimizi su ve sabun ile iyice yıkamalıyız ki böylelikle virüsler ellerimize yapışamasın. Bu şekilde kendimize ve başkalarına virüsü bulaştırmayız." dedi. Daha sonra Yoko’dan bir metre kadar uzaklaşarak, "Bu kadarlık bir mesafede durmaya özen göstermelisin, böylelikle virüsün sana yaklaşmasını da engellemiş olursun." dedi. Sonra elini kaldırarak, "Tokalaşmak yerine el sallamalısın, böylelikle insanlarla temasını azaltarak virüsle de temasını azaltmış olursun." dedi.
Yoko, "Peki ben hasta olursam başkalarına bulaştırmamak için ne yapabilirim?" dedi. Bilim insanı, "Eğer hastaysak dirseğimizin içine öksürmeliyiz ve hapşırmalıyız, maske kullanmayı da ihmal etmemeliyiz." dedi. Yoko, "Bunların hepsi çok basit ve uygulanması çok kolay şeyler, gerçekten bunları yapınca virüsten korunur muyuz?" diye sordu. Bilim insanı, "Elbette ve en önemlisi evde kalmaya özen göstermelisin çünkü en güvenli yerin her zaman olduğu gibi evin Yokocuğum." dedi. Yoko, "Ama sevdiğimiz insanları o zaman nasıl göreceğiz, ben arkadaşlarımı çok özlerim." dedi.
Bilim insanı ise gülümseyerek Yoko'ya, "Sevdiğimiz insanları belirli bir süre göremeyeceğimiz için özlememiz çok normal, bu onlara değer verdiğimizi gösterir. Ama istersen onları arayabilir ve konuşabilirsin, hem arkadaş olarak yapabileceğimiz en önemli şey birbirimizi korumaktır." dedi. Yoko kafasını aşağı yukarı sallayarak bilim insanının ona anlattıklarını onayladı ve güzelce dinledi.
Yoko bütün sorularının cevaplarını aldıktan sonra bilim insanına teşekkür etti ve gözlerini kapatıp elini kalbinin üzerine koyarak, "Mitso, can yoldaşım, sırdaşım ve kahramanım, neredesin?" diye fısıldadı. Mitso laboratuvarın içine doluşan ışığın ardında belirdi. Mitso, "Yoko, sonunda yüzün gülüyor, istediğim buydu." dedi. Yoko, "Mitso, burada bütün sorularıma bilim insanı sayesinde cevap buldum. Beni odama geri götürür müsün, orada sana bütün bildiklerimi anlatmak için sabırsızlanıyorum!" dedi.
Mitso, "Hay hay Yokocuğum, sihirli hareketin ile yol alabiliriz." dedi ve Yoko gözlerini kapattı, üç kere derin nefes alıp verdikten sonra ayaklarının yerden kesildiğini hisseti. Gözlerini açtığında odada karşısında duran Mitso'ya teşekkür etti ve bilim insanıyla olan bütün konuşmaları anlattı.
Mitso, "Ah Yoko, bu bildiklerini ailenle hemen paylaşmalı ve uygulamalısın, bunlar müthiş bilgiler." dedi. Yoko, "Evet Mitso, senin sayende bilim insanıyla tanışıp bu bilgileri öğrendim." dedi ve tam Mitso'ya sarılacakken mesafe kuralı aklına geldi, gülümseyerek, "Artık bir metre mesafeliyiz Mitso." dedi. Yoko ile Mitso kendi aralarında da bu kurallara uymaya söz verdiler. Yoko, Mitsoyu uğurlarken, "Sen benim kahramanımsın Mitso." dedi. Mitso ise, "Ben senin kalbinin ve hayal gücünün sesiyim, kahraman olan sensin Yoko." dedi. Yoko o gün boyunca bütün bu olanları düşündü.
Sonraki günlerde, Yoko yeni yaşantısına alışmış ve artık çevresindeki her insana bu kuralları anlatır olmuştu. Yoko ile ailesi virüsü kapmadan yaşamlarına devam etmişlerdi. Dünya ise hala virüs ile mücadele eden bilinçli çocuk kahramanlarını arıyordu. Yani bunu okuyan veya dinleyen bir kahramanı. Seni...
Bu metin kocamanbisite.com için özel olarak yazılmıştır. Ticari maksat taşıyan tüm diğer dijital ortamlar ve basılı mecralarda kullanımı, kopyası, atıfı yasaktır. Eğitim maksatlı kullanım için her bir hikayeye yönelik izin alınması zorunludur.