Salih Dede, mahallenin en yaşlısıydı. Tahtadan oyuncaklar yapar ve çocukların gönüllerini hoş ederdi. Eskiden Salih Dede’nin oyuncakları fazlasıyla satılsa da, artık durum böyle değildi. Fabrikaların kurulması, zincir oyuncak mağazalarının açılması ile Salih Dede’ nin oyuncaklarına hiçbir çocuk ilgi duymuyordu. Yalnızca mahallenin çocukları bu oyuncakları çok severdi. Çünkü Salih Dede’ yi çok seviyorlardı. Dedenin geçinmesi için ise oyuncak dükkânının işlemesi gerekiyordu. Ne yazık ki mahalle çocukları ile bu dükkân kalkınmıyordu. Gün geldi, Sahil Dede dükkânını kapattı. Tam kapıya kilit vururken mahalle çocukları bu durumu gördü. Hemen Salih Dede’ nin yanına koştular. İçlerinde en meraklı olanı Ali idi. Ali : “Salih Dedeciğim, neden öğle vaktinde kapıya kilit vuruyorsun?” dedi.
Diğer çocuklar da meraklı gözlerle Salih Dede’ ye bakıyorlardı. Salih Dede cevapladı: “ Güzel çocuklarım, artık oyuncak dükkânım işlemiyor. Bu yüzden gelir elde edemiyorum. Kazandığım para ev kirama bile yetmiyor. Yeni bir iş bulup mahalleden taşınacağım. Ama sizleri yine ziyarete geleceğim, üzülmeyin.” Dedi. Çocukların üzülmemesi ne mümkün? Salih Dede onların biricik dedeleri, mahallede en sevdikleri insandı. Salih Dede boynunu büküp evine doğru yol aldı. Çocuklar da bir parkta oturup kara karar düşünmeye başladılar. Bu soruna bir çözüm bulmalıydılar. Bir anda çocuklardan birinin aklına parlak bir fikir geldi. “Ben bir fikir buldum!” diye bağırdı heyecanla. Bu çocuk Elif idi. Elif çok zeki ve derslerinde de çok başarılıydı. Bu yüzden mahalle çocukları akıllarına takılan soruları Elif’e sorarlardı. Ali merakla: “Elif ne buldun? Bize de anlatsana.” Dedi. Elif aklındakileri diğer çocuklara da anlattı. Çocuklar aralarında para topladılar. Sonra mahalleliden para topladılar. Parayı Salih Dede için topladıklarını söyleyince mahalle sakinleri sorgusuz sualsiz parayı direk verdi. Mahalleli de Salih Dede’ yi çok severdi. Gerene para toplanınca, çocuklar kırtasiyeci Hüseyin Amcalarına koştular.
Hep bir ağızdan Hüseyin Amca’ ya durumu anlatmaya çalışırken, bir anda gürültü koptu. Hüseyin Amca: “ Çocuklar! Tamam, sakin olun. Söylediklerinizi anlamıyorum. Aranızdan biri bana olanları anlatabilir mi?” dedi. Elif öne atılıp:” Hüseyin Amcacığım, Salih Dede’nin dükkânı kapanıyor. Çünkü bizim dışımızda hiçbir çocuk bu dükkândan oyuncak almıyor. Biz de düşündük ve buna bir çözüm bulduk. Diğer çocuklar bu dükkânı bilmiyorlar ki oyuncak alsınlar. Mahalle arasında bir dükkândı. Bu sebeple afiş ve katalog bastırıp, oyuncakların resimlerini koyacağız. Oyuncakları tanıtarak dükkânın adresini de yazacağız. Böylece dükkân tekrar işler hale gelecek.” Dedi. Hüseyin Amca Elif’in zekâsına hayran kaldı. Çocukları tebrik ederek, onlara bu konuda yardım edeceğini söyledi. Hatta para bile almayacaktı.
Çünkü Hüseyin Amca da Salih Dede’yi çok severdi. Onun bu mahalleden taşınacağını bile şimdi öğrenmişti. Öncede bilse, muhakkak bir çare düşünürdü. Ama ona ne hacet. Çocuklar çoktan fikir üretmişlerdi bile. Ah şimdiki çocuklar! Ne de zekilerdi. Yine de Hüseyin Amca da bu fikre bir fikir daha eklemek istiyordu. Hüseyin Amca: “ Hey çocuklar! Benim aklımda da bir fikir var.” dedi ve aklındakileri çocuklara birer birer anlattı. Çocuklarla beraber, Salih Dede’nin oyuncaklarını kullanarak bir kukla gösterisi düzenleyeceklerdi. Sonra da oyuncakları satışa çıkaracaklardı. Hüseyin Amca ve çocuklar katalog ve afişler için hazırlıkları yaptılar. Üç günün sonunda tüm afiş ve kataloglar hazırdı. Öyle hızlı çalışmışlardı ki, kendileri bile bu kadar çabuk bitirdiklerine inanamadılar. Afiş ve kataloglar tamamdı ve tiyatro gösterisini de eklemişlerdi. Çocuklar ve mahalleli hep beraber bu afişleri başka mahallelere astılar. Okullardan izin alıp okullara da astılar. Katalogları da çevrelerindeki çocuklara ve çocuklu ailelere dağıttılar.
O arada çocuklar Salih Dede’ ye her şeyi anlatmışlardı. Salih dede bu fikirlere inanamamış, kendini tutamayıp sevinçten ağlamıştı. Onun sevinci dükkân için değil, bu mahallede bu kadar sevildiği içindi. Tüm hazırlıklar tamamlandı ve nihayet tiyatro günü geldi. Çocuklar, mahalleli ve Salih Dede; bu kukla tiyatrosu için büyük emek harcamışlardı. Şimdi yapacakları tek şey beklemekti. Bir saat olmuştu ve artık Salih Dede de çocuklar da umutsuzluğa kapılmışlardı. Gelen giden kimse yoktu. Salih Dede:” Bu iş olmayacak çocuklar, gelen giden yok. Hadi toplanıp gidelim.” Dedi. Tam o sırada çocuklar akın akın gelmeye başladı. Bir okulun sınıfı toplanmış, öğretmenleriyle beraber gelmişlerdi. Onların ardından başka mahallelerden çocuklar da gelmeye başlamıştı. Sandalyeler dolmuş, ayakta kalanlara mahalle sakinleri evlerinden sandalye taşıyorlardı.
Tiyatro gösterisi çok güzel geçmişti. Çocuklar kadar büyükler de gösteriyi çok beğendiler. Tiyatro sonrası oyuncak sergisi açıldı ve oyuncaklar göz açıp kapanıncaya kadar satılmıştı bile. Salih Dede kendi mahallesindeki çocuklara ve mahallesinin sakinlerine teşekkür etti. Mahallesindeki çocuklara da istedikleri birer oyuncağı yapma sözü verdi. Bir hafta içinde söz verdiği oyuncakları yapıp çocuklara hediye etti. Tiyatro sonrasında da, oyuncak dükkânı artık tanınmıştı. Bu sebeple sürekli müşteri kazanıyordu. Ayrıca arada tiyatro gösterileri devam ediyor, mahalle çocukları Salih Dede’ ye gösterilerde yardım ediyorlardı. Salih Dede de bu yardımların karşılığında çocuklara bir şeyler ısmarlıyor veya oyuncak hediye ediyordu.
Bu metin kocamanbisite.com için özel olarak yazılmıştır. Ticari maksat taşıyan tüm diğer dijital ortamlar ve basılı mecralarda kullanımı, kopyası, atıfı yasaktır. Eğitim maksatlı kullanım için her bir hikayeye yönelik izin alınması zorunludur.