Seneler önce bir ülke içerisinde bir hükümet bulunurdu. Bu hükümet az kişiden oluşan özerk bir yapıya sahipti. Bu sayede bir çok insan bu ülkeyi bilmezdi. Nerede olduğu ve nasıl gidildiği çok fazla bilinmezdi. Bu ülkede toplamda 1000 kişi yaşardı. Çoluk çocuk ve kadınlardan oluşan bin kişi küçük bir ülkeyi oluşturuyordu.
Halk avlanarak veya tarım yaparak yaşamlarını sürdürüyorlardı. Halkın hiçbir sorunu yoktu ve kendi hallerinden memnunlardı. Kendi aralarında alışveriş yapıyorlar ve kendi aralarında eğleniyorlardı. Bu sayede keyifli ve kaliteli vakit geçiriyorlardı. Kendi hallerinde kimseye muhtaç olmadan yaşayan halkın tek korkusu başka komşu ülkelerin burayı farketmesi olurdu.
Halk başka ülkeler ile alakasız şekilde yıllar boyu yaşarken, bir gün korktukları başlarına gelmişti. Halk âdeta kendi içlerinde gizli şekilde yaşamak istiyordu. Ancak bir gün başka ülkeden geçen bir atlı askerleri bu bölgeyi farkettiler. Halk bu durumdan sonra bir hayli endişeye kapıldı. Çünkü o gelen askerlerin ülkesi çok kalabalık bir bölgeydi. Sadece asker sayısı 10 bin kişiyi bulan bu ülke asla kafa tutamazlardı.
Aradan bir hafta geçti ve bir atlı elçi tekrar geldi. Eğer bize teslim olmazsanız savaş çıkacak diye bir bildirge getirmişti. 1000 kişilik kendi hallerinde yaşayan bu ülke sonunda tehlike altına girmişti. Ancak bu durumda teslim olmak istemiyorlardı. Bütün halk toplanıp bir karar verdiler ve savaşacağız dediler. Bu sayede ya öleceklerdi ya da özgürlük kazanacaklardı. Ancak kendileri sayı olarak aldılar. Karşı taraf 10 bin kişilik asker gücüne sahipti. Yine de bildirgeye savaşacağız yanıtını verdiler.
İki tarafta hazırlıklarını yapmıştı. 1000 kişilik kasaba kendi çapında silahlar yapmaya başlıyorlardı. Fakat kasabadaki yaşlı bilgeler herkesi toplayıp bir plan yapmaları gerektiğini savundu. Karşı tarafın saldırılarına karşı onlar gelmeden önce tuzaklar kurarak onları en azından sayılarını azaltmaları gerektiğini söylediler. Halka bu durum umut olmuştu. Hemen yola koyuldular ve belli yerlere çukurlar açtılar. Ayrıca değişik yerlere kapanlar, tuzaklar, kimyasal maddeler gibi şeyler koyarak orduyu engellemek istiyorlardı. Savaş günü geldi çattı ve 10 bin asker bu kasabaya doğru geliyordu. Fakat beklemedikleri bir sürpriz ile karşılaştılar. Yolda sürekli çukura düşüyorlar. Kalanlara giriyorlardı. 1 km yol boyunca 10 bin askerden sadece 2 bin kalmıştı buda ülke için umuttu. Okçular gelen 2 bin kişiden yarısından fazlasını yok etmeye başlamıştı. Ülke umutları iyice yeşeriyordu. Sonunda çarpışma anı geldi ve kılıçla savaştılar. 1000 kişilik ülke sadece 100 şehitle bu savaşı kazanmıştı. İnanılır gibi değildi fakat başarmışlardı. Bu sayede kendileri ile gurur duydular. Hayatlarına mutlu devam ettiler. Bu olaydan sonra kimse bu ülkeye saldırmaya cesaret edemedi ve özgür halde yaşam sürerek mutlu oldular.
Bu metin kocamanbisite.com için özel olarak yazılmıştır. Ticari maksat taşıyan tüm diğer dijital ortamlar ve basılı mecralarda kullanımı, kopyası, atıfı yasaktır. Eğitim maksatlı kullanım için her bir hikayeye yönelik izin alınması zorunludur.