Selim, İstanbul'un en güzel Mahallelerinin birinde annesi Hatice Hanım, babası Muhittin Bey ve küçük kardeşi Mert ile birlikte Menekşe apartmanının ikinci katında oturuyorlardı. Selim mahallesini çok seviyor okuldan döndükten hemen sonra sokağa çıkıyor ve oyunlar oynuyordu.
Özellikle arkadaşları Efe, Ahmet ve Tolga ile birlikte çift kale maç yapmayı çok seviyordu. Bu onun en sevdiği oyunlardan birisiydi. Günler böyle mutluluk içerisinde geçerken Selim’in doğum günü yaklaşmıştı. Selim bu yıl tam 10 yaşına girecekti ve bu onu çok heyecanlandırıyordu. Selim'in anne ve babası onun doğum günü için planlar yapıyorlardı. Çünkü Selim’in günlerdir doğum gününü ne kadar büyük bir heyecanla beklediğini biliyorlardı. Davetiye kartları, pastalar çörekler, börekler, içecekler ve daha bir sürü şey hazırlıyor doğum gününün en özel şekilde geçmesi için her şeyi düşünmüşlerdi. Selim doğum gününün kusursuz geçmesini istiyordu. Bütün sevdikleri yanında olmalıydı. Bu sebeple çok sevdiği dayısını da çağırmak istedi.
Annesine, dayısını kendi davet etmek istediğini söyledi. Annesi onun bu ısrarına dayanamayıp isteğini kabul etti. Selim heyecanla Telefonun başına geçti ve dayısını aradı. Dayısına doğum günü olduğunu belirtti. Dayısı Selimi gerçekten çok seviyordu. Bu yüzden yarın ilk uçakla Adana'dan oraya geleceğini söyledi. Selim duydukları karşısında çok sevindi ve heyecanla yarını beklemeye başladı. Yarın büyük gündü. Hem çok sevdiği dayısı gelecek hem de 10 yaşına girecekti. Sonunda Selim'in istediği oldu ve takvim 24 Aralık pazartesi gününü gösterdi. Bütün hazırlıklar tamamlanmış ve misafirler gelmeye başlamıştı. Ama Selim çok sevdiği dayısını bekliyordu. Öğleden sonra dayısı İstanbul'a varmıştı. Selim pastasını üflemeye hazırlanırken kapı çalınmıştı. ,
Gelenin dayısı olduğunu biliyordu. Koşarak kapıyı açmış ve dayısına sarılmıştı. Selim'in arkadaşları, teyzesi, halası en çok beklediği dayısı ve amcası kısacası bütün sevdikleri oradaydı. Selim bugünü hiç unutmayacaktı. Büyük bir heyecanla pastasını üfledi. Daha sonra herkes Selim için aldığı hediyeleri vermeye başladı. Selim'in en çok beğendiği hediyesi de dayısının verdiği tablet olmuştu. Dayısı selimin derslerine yardımcı olması için ona çok güzel bir tablet hediye etmişti. Selim zaten tableti çok istiyordu fakat anne ve babasına daha söyleyememişti. Şimdi karsısında çok istediği tableti görünce sevinçten havalara uçmuştu. Selim arkadaşlarıyla doyasıya eğlenmiş, bütün hediyeleri açmış ve mutlulukla günü sonlandırmıştı. Akşam olunca misafirler yavaş yavaş gitmeye başlamıştı.
Bütün misafirler gidip uyku vakti gelince selim hemen odasına çıkarak tabletini çıkardı. Tableti iyice kurcalayarak en sevdiği oyunları oynamaya başladı. O günden sonra da okuldan döner dönmez ilk yaptığı şey tablet ile oynama başlamaktı. Annesi onun bu durumundan çok rahatsızdı. Çünkü Selim artık hiç dışarı çıkmıyor hatta bazen derslerini de aksatıyordu. Annesi her yolu denemiş fakat bir türlü selimi tablet ile oynamaktan alıkoyamamıştı. Arkadaşları Ahmet, Efe ve Tolga her oyun oynamaya başladıkları zaman gelip onu çağırmışlardı.
Fakat selim hiçbir zaman onların yanına gitmiyor ve tablet ile oynamaya devam ediyordu. Günler böyle geçiyor arkadaşları artık onu çağırmıyorlardı. Çünkü her çağırdıklarında Selim yanlarına gitmek istemiyordu. Onlar da çağırmayı bırakıp kendi kendilerine oynamaya başlamışlardı. Annesi Hatice Hanım onu her gün uyardı. Onun tabletle çok fazla oynadığını ve gözlerinin zarar göreceğini söylüyordu. Ama Selim onu hiç dinlemiyor kendi bildiğini yapıyordu. Bir gün yine Selim tabletle oynarken tablet birden kapandı. Selim tableti tekrar açmayı denedi ama tablet bir türlü açılmıyordu. Tableti iyice kurcaladı. Orasını çıkardı burasını taktı bir şeyler yaptı ama tablet ne yazık ki açılmadı. Selim bu durumdan sıkılıp biraz pencereden dışarı baktı.Dışarıyı izlerken arkadaşlarının top oynadığını gördü.
Ahmet her zamanki gibi kaleciydi. İkizler yani Gizem ve Gamze köşede ip atlıyor diğer tüm arkadaşları da maç yapıyordu. Arkadaşları gerçekten çok eğleniyor görünüyorlardı. Selim kendi kendine düşünmeye başladı. Onların yanına neden gitmiyordu ki hem dışarıda oynamak tablette oynamaktan çok daha zevkliydi. Hemen ayakkabısını giyip dışarıya arkadaşlarının yanına koştu. Dışarıya çıkınca arkadaşlarının ona dargın olduğunu fark etti. Çünkü o, uzun zaman boyunca onlarla hiç oynamamış ve onları yok saymıştı. Öncelikle hepsinden özür diledi ve onu affetmelerini istedi.
Arkadaşları Selimin çok üzgün olduğunu fark etmiş ve onu affetmişlerdi. Selim tabletin yararlı kullanıldığı zaman faydalı olduğunu çok fazla kullanıldığı zaman da nelere mal olacağını öğrenmişti. Artık tableti belirli saatlerde kullanacak ve ne derslerini ne arkadaşlarını ihmal etmeyecekti.
Bu metin kocamanbisite.com için özel olarak yazılmıştır. Ticari maksat taşıyan tüm diğer dijital ortamlar ve basılı mecralarda kullanımı, kopyası, atıfı yasaktır. Eğitim maksatlı kullanım için her bir hikayeye yönelik izin alınması zorunludur.