Derin, minik bir kızdı. Güneşli günleri çok sever, bahçede koşuşturup kelebekleri kovalardı. Ama Derin'in bir sorunu vardı: Ellerini hiç yıkamazdı! 'Aman ne gerek var!' der, 'Biraz kirlenmenin zararı yok!' diye düşünür, oynamaya devam ederdi. Annesi kaç kere söylese de, Derin yine de ellerini yıkamayı unuturdu. Bir gün, Derin bahçede oynarken, sihirli bir kelebek gördü. Kelebek, gökkuşağı renklerinde parıldayan kanatlarıyla Derin'in etrafında dolanıp duruyordu. Derin, kelebeği yakalamaya çalışırken, kelebek birdenbire konuştu: 'Merhaba Derin! Ben Parıltı, sihirli bir kelebek. Seni çok özel bir yere götüreceğim!' dedi. Derin şaşkınlıkla 'Nereye?' diye sordu. Parıltı, Derin'i büyülü bir ormana götürdü. Orman, rengarenk çiçeklerle ve tuhaf ağaçlarla doluydu. Ormanın ortasında, parıldayan bir gölet vardı. Göletin kenarında, 'Temizlik Peri Krallığı' yazılı kocaman bir tabela duruyordu. Parıltı, 'İşte geldik! Burada, temizlik perileri yaşıyor. Onlar, dünyanın en temiz ve en mutlu yaratıkları!' dedi. Derin, Temizlik Peri Krallığı'na girdiğinde, her yerin pırıl pırıl olduğunu gördü. Minik periler, narin elleriyle her yeri siliyor, temizliyorlardı. Havada, parıldayan sabun kabarcıkları uçuşuyordu. Derin, hayranlıkla bu güzelliğe bakakaldı. Ama birdenbire, bir peri ağlamaya başladı. Derin merakla, 'Ne oldu?' diye sordu. Peri, 'Büyük sabun kabarcıklarımız kirlendi!' diye fısıldadı. 'Ellerimizi yıkamasak, sihirli sabunlarımız çalışmaz. Ve artık, gökkuşağı kabarcıkları oluşturamayız!' dedi. Diğer periler de üzgün bir şekilde başlarını salladılar. Derin, perilerin üzgün olduğunu görünce çok kötü hissetti. 'Ben... ben ellerimi hiç yıkamam!' dedi utanarak. 'Ama şimdi anlıyorum! Temizlik çok önemli!' dedi. Derin, perilerin gösterdiği küçük bir gölete koştu ve ellerini güzelce yıkadı. Ellerini yıkarken, sihirli bir his kapladı onu. Derin'in ellerini yıkadığını gören periler, sevinç çığlıkları attılar. Derin'in ellerinden, gökkuşağı renklerinde parıldayan sihirli sabun kabarcıkları çıkmaya başladı. Kabarcıklar, ormanı aydınlatıyor, her yeri renklendiriyordu. Periler, sevinçten uçuyorlardı. Parıltı, 'Aferin Derin! Şimdi anladın temizliğin önemini!' dedi. 'Ellerini yıkayarak, sen de sihirli bir güç kazandın!'. Derin, gökkuşağı kabarcıklarıyla oynayarak çok eğlendi. Perilerle dans etti, şarkılar söyledi ve harika bir gün geçirdi. O günden sonra, Derin her zaman ellerini güzelce yıkadı. Oynamadan önce, yemekten önce, tuvaletten sonra, her zaman… Derin, temizliğin ne kadar önemli olduğunu öğrenmişti. Artık, bahçede oynarken bile ellerini yıkamayı unutmuyordu. Ve her ellerini yıkadığında, gökkuşağı renklerinde parıldayan küçük sabun kabarcıkları hayalinde belirir, onu mutlu ederdi. Derin, temizliğin sadece beden için değil, kalp için de ne kadar önemli olduğunu anlamıştı. Temiz bir beden, temiz bir kalp demekti. Ve temiz bir kalple, dünyayı daha güzel bir yer haline getirebilirdi. Derin, Parıltı ve perilerle dost oldu. Sık sık onları ziyaret eder, birlikte güzel vakit geçirirdi. Ve her buluşmalarında, gökkuşağı kabarcıklarıyla dolu, mutlu bir gün yaşarlardı. Derin'in maceraları, her çocuğa temizliğin önemini öğretmek için harika bir öykü oldu. Ve böylece, Derin'in maceraları, nesilden nesile aktarıldı, çocuklara temizliğin önemini anlatan güzel bir masal olarak kaldı.