Bir varmış, bir yokmuş. Uzak bir ülkede yaşayan Tunç adında ufak bir çocuk varmış. Tunç, okul çağına gelmiş ve ve ilk kez okula gitme fikri onu çok heyecanlandırmaktaymış. Tunç, yeni arkadaşlarla tanışacağı ve öğretmenlerini göreceği için heyecanlı olsa da evden uzun saatler uzak kalacağı ve ailesini okuldayken göremeyeceği için endişe duyuyormuş. Yeni insanlarla tanışmak ve bilgilerini genişletmek istemesine rağmen sadece sosyal olarak uyum sağlayıp sağlayamayacağını da düşünüyormuş. Okulu sevse de yeni bilgiler öğrenirken onları hatırlamak ve kullanmak için çok zorlanıp zorlanmayacağını merak ediyormuş.
Okulun ilk gününde Tunç, özel olarak aldığı yepyeni mavi çantasını takarak otobüs durağına giderken adımlarında bir canlanma hissetmiş. Bu çanta, okula başlayacağını öğrendiğinden beri almayı dört gözle beklediği bir şeymiş. Okula ilk geldiğinde, orada keşfettiği sayısız görüntü ve ses vamışı. Bu, onun kafası karışmış hissetmesine neden olmuş. Okul, onun için yeniymişi. Okulda ilk günü olmasına ve bazı endişeli düşünceler içinde olmasına rağmen, bu büyüleyici yeni fırsatı en iyi şekilde değerlendirmeye kararlıymış.
Tunç, gün boyunca her biri farklı bir zorluk seviyesi sunan çeşitli engellerle karşı karşıya kalmış. Diğer insanlarla sohbet etmesi onun için zormuş ve dersleri anlamakta güçlük çekiyormuş. Hatta bir noktada sırt çantasını bile kaybetmiş.
Tunç, bu kocaman okulda kendisini çok ufak hissediyormuş. Fakat bir bilim insanı olan annesinin şu sözünü hatırlamış: “Uzaydan baktığımız zaman biz insanlar dünya üzerindeki noktalara benzeriz. Unutmamalısın ki dünya üzerinde pek çok nokta var. Asla yalnız değilsin.” Sonra sınıfa daha dikkatli bakan Tunç, sınıf arkadaşlarının da kendisi gibi biraz utangaçlık içinde oturduklarını fark etmiş. Galiba, diğer insanlar da insanlarla sohbet etmekte zorlanıyor diye düşünmüş.
Arka sırada oturan arkadaşının derste anlatılan konuyu anlamadığını söylemesi üzerine Tunç, bir konuyu anlamamanın sadece kendisine özgü olmadığını fark etmiş ve biraz rahatlamış. Sınıfta bulunan kardeşini ziyarete gelen Tunç’un ablası, “Dersi, derste güzelce dinlemelisiniz. Eğer bir konuyu anlamadıysanız bunu öğretmeninize söylemek için parmağınızı kaldırın ve sizin için anlamadığınız yeri tekrar anlatmasını rica edin olur mu çocuklar?” diyerek Tunç ve arkadaşlarına uyarıda bulunmuş. Tunç’un kaybolan çantası ise sıranın alt gözünden Tunç’a el sallamaktaymış. Tunç, sadece çok severek aldığı mavi çantasını koyduğu yeri bir an için unutmuştu. Okul günü yavaş yavaş iyi bir gün olmaya başlamıştı bile.
Bir gün Tunç sınıfta bir proje üzerinde çalışırken kendi projesinde zorluk çeken bir öğrenci arkadaşını görmüş. Ona yardım etmeyi teklif etmiş. Tunç, arkadaşları ile birlikte çalıştığı ve ablasının sözünü dinleyerek öğretmenine anlamadığı konuları tekrar etmesini rica ettiği için okuldan daha çok keyif almaya başlamış. Pes etmediği ve okulun kendisine sunduğu fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeye çalıştığı için kendinden oldukça memnunmuş. Kendisiyle gurur duymaya başlamış.
Tunç, okula başlamanın bazı insanlar için zorlu bir deneyim olsa da, çaba göstermeye ve olumlu bir tutum sürdürmeye istekli olan her yeni öğrenci için bunun aynı zamanda zevkli ve ödüllendirici bir yolculuk olabileceğinin farkına vamış. Okulun kendisine sunduğu şanslar için muazzam bir minnettarlık duygusu yaşıyormuş ve önümüzdeki yıllarda hayatın ona sunacağı güzellikleri büyük bir heyecanla dört gözle bekliyormuş. Eğitimin kendisine geleceğine dair büyük ve güzel umutlar verdiğini hissetmiş. Her gece yatmadan önce ödevlerini bitirip defter, kitap ve kalemlerini okula başlayacağı için çok severek aldığı güzel mavi çantasının içine koymuş ve yeni okul gününe kavuşmak için uyumaya koyulmuş. Bazen rüyasında okulda arkadaşı ile ders çalıştığını, öğretmeninden yeni ve ilgi çekici bilgiler öğrendiğini, teneffüslerde okul bahçesinde oynadığını gören Tunç bugünkü rüyasını merak ederek uyumak için odasına çekilmiş…
Kim bilir, belki de Tunç geleceğin mühendislerinden ya da doktorlarından biri olacakmış…
Bu masal da burada bitmiş, ama öğrenmenin keyfi hiç bitmiyormuş….
Bu metin kocamanbisite.com için özel olarak yazılmıştır. Ticari maksat taşıyan tüm diğer dijital ortamlar ve basılı mecralarda kullanımı, kopyası, atıfı yasaktır. Eğitim maksatlı kullanım için her bir içeriğe yönelik izin alınması zorunludur. İzinsiz kopyalamanın tespiti durumunda uyarı verilmeksizin hukuki yollara başvurulacaktır.