Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde güzel ve yemyeşil bitkilerle kaplı köyün birinde Sevil adında köpeklerden çok korktuğu için bahçesinde köpekleri olan komşuların evlerine gidemiyormuş. Bu durum Sevil ve arkadaşlarını çok üzüyormuş. Çünkü köyde herkesin evinde köpekler varmış ve herkes bu köpekleri çok severmiş. Sevil ise büyük görüntüleri ve ağız yapıları nedeniyle onu ısırmalarından korkuyormuş.
Sevil bir gün okuldan dönerken yol kenarında yerde yatmakta olan minik yavru bir köpek görmüş. Korktuğu için karşı kaldırıma geçip oradan yürümek istemiş. Fakat karşıya geçince minik köpeğin zar zor nefes aldığını fark etmiş.
Neredeyse bir kedi kadar küçük olan bu köpeğin haline çok üzülmüş. Onu orada öylece bırakmak istememiş. Hemen koşarak eve gitmiş ve abisine haber vermiş. Abisi, gidip köpeği kucağına almış ve veterinere götürmüş. Sevil bir yandan korkuyor ama bir yandan da köpeğin iyileşip iyileşemeyeceğini merak ediyormuş. Bir süre veterinerin kapısının önünde beklemişler. Veteriner hekim odasından çıkıp abisine ve Sevil’e doğru yaklaşınca Sevil heyecanla koşmuş.
“Veteriner Bey, minik köpek iyileşecek mi?” diye sormuş. Veteriner hekim, gülümsemiş ve cevap vermiş. “Evet, iyileşecek. Çok fazla aç kaldığı için yorgun düşmüş.” Demiş. Sevil hemen söze atlamış. “Peki iyileşince alıp onu evimize götürebilir miyiz? Abiciğim, bizim de kapımızda bu köpekçik dursun mu? Abisi Sevil’in bu isteğine çok şaşırmış. Çünkü Sevil köpeklerden korkarmış. “Elbette durabilir canım kardeşim.” Demiş.
Minik köpeğin tedavisi tamamlanınca abisi köpeği kucağına almış ve Sevil ile birlikte evin yolunu tutmuşlar. Annesi ellerinde köpekle çocuklarını görünce neler olup bittiğini sormuş. Abisi ve Sevil her şeyi annelerine anlattıktan sonra bu minik köpek için bahçeye güzel bir kulübe yapmışlar.
Babası gelince de babası, köpek için mama ve çeşitli oyuncaklar alıp getirmiş. Kulübenin üstüne bir isim de yazmak gerekliymiş. Sevil hemen söze girmiş. “Minik köpeğimizin ismini abim koymalı bence. Köpeği sürekli kucağında taşıdı. Abim olmasaydı ben köpeğe yardım edemeyecektim.” Demiş.
Bunun üzerine abisi Sevil’i kucaklayıp öpmüş. “Peki o zaman. Bu şirin ve tatlı köpeğin adı Max olsun mu?” diye bütün aile bireylerine sormuş. Hep bir ağızdan olmasına karar vermişler. Böylece minik yavru köpeğin adı Max olmuş ve kulübesine de adını yazmışlar.
Bu günün ardından Max, Sevil’in en yakın arkadaşı olmuş. Max kısa sürede büyümüş ve güçlü bir hayvan olmuş. Max’in eve gelişi evdeki herkesi mutlu etmiş ama bu durum en çok Sevil’i etkilemiş. Çünkü Sevil Max’e alıştıktan sonra artık köpeklerden korkmamaya başlamış. Hatta sokakta gördüğü her öpeğin başını sevmeden, karnı aç olan hayvanlar için sokağa mama ve su vermeden bir gününü bitiremez hale gelmiş.
Sevil’in köpekler ile olan dostluğu arkadaşları ile olan ilişkisini de etkilemiş. Çünkü artık korkmadan arkadaşlarının evine gidiyor, onların köpekleri ile Max’i oynatıyor ve kendi de arkadaşları ile birlikte eğleniyormuş. Minik köpeğin arkadaşlığı Sevil’in hayatında büyük ve olumlu bir değişiklik yaratmış.
Bu metin kocamanbisite.com için özel olarak yazılmıştır. Ticari maksat taşıyan tüm diğer dijital ortamlar ve basılı mecralarda kullanımı, kopyası, atıfı yasaktır. Eğitim maksatlı kullanım için her bir içeriğe yönelik izin alınması zorunludur. İzinsiz kopyalamanın tespiti durumunda uyarı verilmeksizin hukuki yollara başvurulacaktır.