Eski, karanlık ormanın derinliklerinde, sarp kayalıkların arasında gizlenmiş, büyücü Grizelda'nın kulübesi vardı. Grizelda, uzun, ince bir buruna, sivri bir çeneye ve gözlerinde parıldayan kötücül bir ışıltıya sahipti. Herkes onu tanıyordu, özellikle de köydeki çocuklar. Onlar 'Grizelda’nın korkunç hikayelerini' büyük bir korkuyla dinlerlerdi. Grizelda’nın yaramaz çocukları kaçırdığı, onları sihirli çorbalarında kaynatıp, kemiklerinden tılsım yaptıkları söylenirdi. Bu, sadece bir efsane olsa da, çocuklar yine de Grizelda'nın kulübesinin yakınından geçmekten her zaman kaçınırlardı. Bir gün, üç arkadaş, Tom, Lily ve Ben, ormanın kenarında oyun oynuyorlardı. Tom, en cesur olanıydı. 'Grizelda'dan korkmuyorum!' diye bağırdı. Lily ve Ben korkmuştu ama Tom’un cesaretine kapıldılar. 'O zaman Grizelda'nın kulübesine kadar gidelim!' dedi Tom. Başka bir çocuğun cesaretini kıracak kadar cesur olmayan Lily ve Ben, bu cesur öneriyle aynı fikirde oldular. Birlikte, sarp patikalardan ve karanlık ağaçlardan geçtiler. Korktukları belliydi, ama Tom’un cesareti onları ileriye doğru itti. Kulübeye yaklaştıkça, garip sesler duymaya başladılar. Bir tıslama, bir çatırtı, bir hışırtı... Tom, cesaretini kaybetmeye başladı. Lily ve Ben'in korkusu daha da artmıştı. Birden, kulübenin kapısı açıldı ve Grizelda çıktı. Uzun, kemikli parmakları vardı ve yeşil bir elbisesi vardı. Gözleri, korkunç bir şekilde parıldıyordu. 'Gelin, sevgili çocuklar!' diye fısıldadı Grizelda, sesi ürkütücüydü. 'Sizi çok bekliyordum.' Çocuklar korkuyla donup kaldılar. Grizelda, onları kulübeye doğru çekti. İçerisi, karanlık ve nemliydi. Garip, kaynar kazanlar ve tuhaf bitkiler her taraftaydı. Duvarlarda, insan kemiklerinden yapılmış süslemeler asılıydı. Çocuklar, 'Yabancılarla konuşmamalıyız' öğüdünü hatırladılar, fakat korkuları nedeniyle, Grizelda'nın söylediklerini dinlediler. Grizelda, onlara büyülü bir çorba sunmak üzereydi ki, aniden bir ses duyuldu. 'Dur Grizelda!' diye bağırdı bir ses. Kapıdan, köyün en cesur avcısı, büyük John girdi. Elinden, parıldayan bir kılıç tutuyordu. Grizelda şaşırmıştı. Büyük John, güçlü bir sihirbazdı ve Grizelda'nın karanlık büyülerini bozabilirdi. Bir mücadele başladı. Büyük John, Grizelda'nın büyülerini engelledi ve onu güçlü bir sihirle bağladı. Çocuklar kurtulmuşlardı. Grizelda, hapsedildi ve köy halkı, artık onun kötülüklerinden emin bir şekilde kurtulmuştu. Büyük John, çocukları güvenli bir şekilde eve götürdü. Onlara, 'Yabancılarla konuşmamak' kadar önemli olan 'Hiçbir zaman yabancılara güvenmemek' gerektiğini öğretti. O günden sonra, Tom, Lily ve Ben, Grizelda’nın korkunç hikayelerini anlatan cesur çocuklar oldular. Diğer çocuklara da yabancılarla konuşmamaları ve onlara asla güvenmemeleri gerektiğini anlattılar. Bu olaydan sonra, üç arkadaş daha da yakınlaştılar ve her zaman birbirlerine destek oldular. Ormanın derinliklerindeki korkunç deneyim, onları olgunlaştırmıştı ve asla unutmayacakları bir ders vermişti. Bu hikaye, çocuklara her zaman dikkatli olmaları ve güvenmedikleri kişilerden uzak durmaları gerektiğini öğretmektedir. Her zaman büyüklerin sözünü dinlemek ve yabancılarla konuşmamak önemlidir. Bu sayede her zaman güvende olurlar. Unutmayın, güvenlik her şeyden önemlidir!