Eren, küçük ama çok meraklı bir çocuktu. En büyük hayali uzayı keşfetmekti. Günlerini, yıldızların resimlerini çizerek, uzay gemilerinin modellerini yaparak geçirirdi. Bir gün, dedesinin eski sandığının içinde, tozlu bir kitap buldu. Kitabın kapağında, parlak yıldızlar ve gizemli bir uzay gemisi resmi vardı. Kitabı açtığında, içinde eski, yıpranmış bir harita olduğunu gördü. Harita, kayıp bir uzay gemisinin yerini gösteriyordu, adı 'Yıldız Tozu'ydu. Eren'in kalbi heyecanla çarpıyordu. 'Yıldız Tozu'nun hikayesini dedesinden duymuştu. Efsaneye göre, gemi yüzyıllar önce uzayın derinliklerine bir keşif gezisine çıkmış ve bir daha geri dönmemişti. Kitapta, 'Yıldız Tozu'nun içinde değerli taşlar ve nadir bulunan uzay minerallerinin bulunduğu yazıyordu, ama en önemlisi, geminin içinde 'Paylaşım Kristali' adında, evrene barış ve dostluk yaydığı söylenen büyülü bir kristal vardı. Eren, haritayı dikkatlice inceleyerek uzay gemisini bulmaya karar verdi. Dededen kalma, küçük ama güçlü bir roket modelini eline aldı. Roketin üzerinde, dedesinin 'Sana yolculuğunda şans getirsin!' diye yazdığı bir not vardı. Eren, roketini hazırladı ve heyecanla yola koyuldu. Uzay limanına vardığında, diğer çocukları da onu takip ettiğini gördü. Onlar da Eren'in macerasına katılmak istiyorlardı. Uzay limanı, rengarenk roketler ve yıldız tozları ile doluydu. Eren ve arkadaşları, roketlerine binerek, yıldız haritasını takip ederek uzaya doğru yol aldılar. Yolculuk uzun ve zorluydu. Bazen, dev meteor yağmurlarıyla karşılaştılar, bazen de karanlık uzay boşluklarında kayboldular. Ama Eren ve arkadaşları, birbirlerine yardım ederek, cesaretlerini kaybetmediler. Zor anlarda, bir birlerine destek olup, birbirlerinin güçsüzlüklerini giderdiler. Eren, dedesinin notunu hatırladı; paylaşmanın önemini anladı. Yiyeceklerini, suyunu, oksijenini arkadaşlarıyla paylaştı. Korkularını paylaşarak onları yendi. Birlikte, birçok zorluğun üstesinden geldiler. Sonunda, haritada belirtilen koordinatlara ulaştılar. Karanlıkta parıldayan bir ışık gördüler. 'Yıldız Tozu'! Uzay gemisi, göründüğü kadarıyla çok eskiydi ama hala sağlam duruyordu. Eren ve arkadaşları, gemiye binip etrafı incelemeye başladılar. Geminin her köşesinde, eski teknolojiler ve büyüleyici aletler vardı. Ve nihayet, Paylaşım Kristalini buldular! Kristal, çok parlak ve güzeldi. Eren, kristalin gücünü hissederek, arkadaşlarıyla paylaştı. Herkes kristalin yaydığı pozitif enerjiyi hissetti. 'Yıldız Tozu'nun içinde buldukları değerli taşlar ve minerallerin bir kısmını, Dünya’ya geri götürüp, ihtiyaç sahibi insanlarla paylaşmaya karar verdiler. Paylaşım Kristali'nin yaydığı barış ve dostluk mesajını tüm galaksiye yayacaklarını düşündüler. Uzun ve heyecanlı bir maceranın ardından, Eren ve arkadaşları Dünya'ya döndüler. Eren, dedesinin verdiği dersin anlamını tam olarak kavramıştı; paylaşmak, yardımlaşmak ve dostluğun önemi… Eren ve arkadaşları, deneyimlerini herkesle paylaştılar. Uzay maceralarını anlatan bir kitap yazdılar ve tüm dünyada okullarda okutuldu. Eren, uzayı keşfetmeye devam etti, ama artık yalnız değildi. Birçok arkadaşı vardı ve birlikte, uzayın sırlarını keşfettiler, dostluklarını ve paylaşım duygularını korudular. Paylaşım Kristali'nin gücü sayesinde, evren, daha barışçıl ve dost canlısı bir yer haline geldi. Herkes, Eren ve arkadaşlarının cesaretinden ve paylaşım ruhundan bahseder oldu. Ve Eren, 'Yıldız Tozu'nun hikayesini, gelecek nesillere anlatmaya devam etti.