Ömer, neşeli, uzun boylu, kahverengi saçlı ve çilli bir çocuktu. En sevdiği şey, arkadaşlarıyla birlikte mahalledeki parkta oyun oynamaktı. En yakın arkadaşları; zeki ve sakin Ayşe, yaramaz ama iyi kalpli Ali ve cesur ve maceracı Defne’ydi. Her gün okuldan sonra buluşup, futbol, saklambaç, ya da hayal güçlerinin sınırlarını zorlayan fantastik oyunlar oynarlardı. Ömer'in, büyükannesinden miras kalan sihirli bir topu vardı. Bu top, oyunlara harika bir hayal gücü katardı. Top, bazen parıldar, bazen renk değiştirir, bazen de hava da uçup şaşırtıcı hareketler yapardı. Bir gün, sıcak bir yaz günüydü. Ömer, Ayşe, Ali ve Defne, parkta heyecanlı bir futbol maçı oynayarlardı. Herkes çok eğleniyor, kahkahalar hava da uçuyordu. Ancak, maçın en heyecanlı anında, Ali ile Ömer bir top için çatıştılar. 'Benim topumdu!' diye bağırdı Ömer. 'Hayır, benimimdi!' diye karşılık verdi Ali. Küçük bir tartışma büyük bir kavga haline dönüştü. Ömer, Ali'nin oyuna daha fazla katılmasına izin vermeyeceğini söyledi. Ali de kızgın bir şekilde 'O zaman biz de oynamayız!' dedi ve Ayşe ile Defne'yle birlikte parkın diğer tarafına gittiler. Ömer, yalnız kalmıştı. Sihirli topu ayaklarının yanında sessizce yatıyordu. Ömer, ilk başta çok kızgındı. Arkadaşlarının ona hak verdiğini düşünüyordu. Ama bir süre sonra, yalnızlığın soğuk ve karanlık bir hisse olduğunu anladı. Sihirli topun parıldayan rengine bakarak, o an anladı ki arkadaşlarıyla arasındaki bağ çok daha değerliydi. Arkadaşlık, küçük tartışmalardan daha önemliydi. Topun sihirli gücü bir anda onu sarıp sarmaladı ve 'Arkadaşlarınla barışmalısın Ömer' diye fısıldayan bir ses duyduğunu hissetti. Ömer, yüreğinde bir umut hissiyle ayaklandı. Yanına sihirli topu alıp arkadaşlarını aramaya başladı. Onları, parkın eski ağaçlarının altında, saklambaç oynarken buldu. Ömer, onlara doğru koştu ve 'Özür dilerim!' dedi. 'Yanlış davrandım. Arkadaşlığımız bu küçük tartışmadan daha değerli. Lütfen bana kızmayın.' Ayşe, Ali ve Defne, Ömer'in üzgün yüzünü görünce kalpleri eridi. 'Biz de özür dileriz' dedi Ayşe. 'Biz de yanlış davrandık. Seni çok özledik.' Ali, 'Evet, sensiz oyunlar hiç eğlenceli değildi' diye ekledi. Defne ise 'Hadi tekrar oynayıp mutlu olalım!' dedi. Ömer, arkadaşlarının kollarına atıldı. Hep birlikte, sihirli topla eğlenceli oyunlar oynadılar. Gün batana kadar güldüler, şakalaştılar ve birbirlerine destek oldular. O gün, Ömer çok önemli bir ders öğrendi. Arkadaşlık değerlidir, kavgalar geçicidir. Önemli olan, birlikte olmak, birbirini anlamak ve affetmektir. Hiç bir zaman arkadaşlarınla küsmemek, onları her zaman anlamaya çalışmak ve tartışmalarda sakin kalmayı öğrenmek gerekir. Bu anlaşmazlıklar onları daha da güçlü bir arkadaş grubu yapacaktı. Bu günün, Ömer’in ve arkadaşlarının hayatlarında bir özel yeri olacaktı, çünkü bu gün, onların arkadaşlıklarını daha da güçlendirdi. Sihirli top ise, her zaman onların yanında kalacak ve birlikte geçirdikleri güzel anıları hatırlatacaktı.