Mert, 'Bugün parka gidelim!' diye bağırdı. Deniz, İrem ve Naz hemen 'Tamam!' diye karşılık verdiler. Dört arkadaş, ellerinde oyuncakları ve kahkahalarıyla evden çıktılar. Güneşli bir bahar günüydü. Parkta, salıncaklar, kaydıraklar ve rengarenk çiçeklerle dolu bir dünya onları bekliyordu. Mert, salıncağa binip neşeyle sallanırken, Deniz ve İrem kaydıraktan aşağı kayıyorlardı. Naz ise, çiçekleri koklayarak etrafta koşuşturuyordu. Bir süre sonra, Mert 'Bakın, kocaman bir kelebek!' diye bağırdı. Hep birlikte kelebeği izlerken, uzaktan bir adamın onları izlediğini fark ettiler. Adam, gri bir palto giymişti ve sürekli onlara bakıyordu. İlk başta önemsemediler. Belki de tesadüfen oradaydı diye düşündüler. Ama adam, sürekli yer değiştirerek onları takip etmeye devam ediyordu. Her oyun değiştiğinde, adam da onların görüş alanına giriyordu. Mert, biraz tedirgin olmuştu. 'Arkadaşlar, bu adam bizi takip ediyor gibi geliyor bana,' diye fısıldadı. Deniz, 'Gerçekten de! Hep aynı yerlerde beliriyor,' dedi. İrem de, 'Biraz ürkütücü,' diye ekledi. Naz ise, korkudan sessizce Mert'in elini sıkıca tutuyordu. Dört arkadaş, bir araya gelerek ne yapacaklarına karar vermeye çalıştılar. Kaçmak istediler ama adamın onlara yaklaşması durumunda daha da tehlikeli olacağını düşündüler. Birden İrem, 'Park görevlisine haber verelim!' diye bağırdı. Hemen hepsi, en yakın park görevlisini bulmak için koşmaya başladılar. Görevliyi görünce, korkularını anlattılar. Park görevlisi, sakin bir şekilde, adamı takip edip uzaklaşmasını sağladı. Adam, görevlini görünce korkmuş ve çabucak uzaklaşmıştı. Park görevlisi, 'Çocuklar, çok iyi yaptınız. Hiç tanımadığınız insanlarla konuşmamalısınız ve sizi rahatsız eden biri varsa, hemen bir büyüğünüze haber vermelisiniz,' dedi. Görevli, çocukların ailelerine haber verdi ve aileleri de onları alıp eve götürdü. Eve dönerken, arkadaşlar hep birlikte yaşadıkları olayı konuştular. Korkmuşlardı ama aynı zamanda yaptıkları doğru şeylerden dolayı gurur duyuyorlardı. Birlikte düşündüklerinde ve cesur davranarak yardım istediklerinde korkunç olayın üstesinden gelmeyi başarmışlardı. O gün, Mert, Deniz, İrem ve Naz çok önemli bir ders öğrenmişlerdi: Güvenliklerini her şeyden önce tutmalı ve tanımadıkları insanlardan uzak durmalıydılar. Rahatsız edici bir durumla karşılaştıklarında ise, her zaman büyüklerden yardım istemeliydiler. O günden sonra, parkta oyunlarını oynarken daha dikkatli oldular ve birbirlerinden hiç ayrılmadılar. Arkadaşlıkları daha da güçlendi ve bir tehlike karşısında dayanışmanın önemini kavradılar. Parktaki gizemli takipçi olayı, onlara unutulmaz bir deneyim olarak kaldı ve hep birlikte güvende olmak için ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Her ne kadar korkutucu bir deneyim yaşamış olsalar da, bu olay sayesinde arkadaşlıklarının daha da kuvvetlendiğini fark ettiler. Ve hepsi biliyordu ki, her zaman birbirlerinin yanında olacaklardı. Her zaman birlikte, her zaman güvende olacaklardı. Artık daha dikkatli olacaklar ve asla yalnız başlarına oynamayacaklardı. Bu olay onlara hayat boyu sürecek değerli bir ders vermişti: Arkadaşlık, dayanışma ve yardımlaşma. Arkadaşları olan Deniz, İrem ve Naz ile geçirdiği güzel günlerin tadını çıkarırken, aynı zamanda öğrendiği önemli güvenlik dersini asla unutmayacaktı. Mert, o günden sonra her zaman dikkatli ve uyanık olacaktı. Ve her zaman arkadaşlarının yanında olacaktı. Çünkü biliyordu ki, gerçek arkadaşlar her zaman birbirlerine destek olur ve birbirlerini korur.