Çok uzaklarda, yeşilliklerle kaplı bir ormanın ortasında, Sefa ve Esma adında iki kardeş yaşarmış. Sefa, cesur ve maceracı bir prensmiş, Esma ise nazik ve bilge bir prensesmiş. Bir gün, ormanda yürürken, bir peri belirmiş. 'Sevgili çocuklar,' demiş peri, 'sizi bir görev için seçtim. Ormanın derinliklerinde saklı bir hazine var. Bu hazineyi bulun ve dünyayı kötülüklerden koruyun.' Sefa ve Esma heyecanlanmışlar. Hazineyi bulmak için yola koyulmuşlar. Yolculukları sırasında, tehlikeli yaratıklarla karşılaşmışlar, zorlu engelleri aşmışlar ve birbirlerine destek olmuşlar. Sefa'nın cesareti, Esma'nın bilgeliği sayesinde, her engelin üstesinden gelmişler. Nihayet, hazineye ulaşmışlar. Hazine, sihirli bir çiçekmiş. Peri, 'Bu çiçek, dünyayı koruyacak güce sahip. Ancak bu gücü kullanabilmeniz için, birinizi kaybetmeniz gerekiyor.' demiş. Sefa ve Esma şaşırmışlar. Birbirlerine bakmışlar ve gözlerinde gözyaşları belirmiş. 'Kardeşimizi kaybetmeyi göze alamayız.' demiş Sefa. 'Onun olmadan yaşayamayız.' demiş Esma. Peri, 'Bunu size zorunlu tutan ben değilim. Bu sizin seçiminizi yapmak için bir sınav. Kardeşinizin kaybını yaşamak, sizin için dünyayı korumaktan daha mı önemli?'. Sefa ve Esma, uzun süre düşünmüşler. Sonunda, ikisi de aynı karar vermişler. 'Dünyayı korumak, kardeşlerimizi kaybetmekten daha önemli.' demişler. Sefa, sihirli çiçeği almış ve Esma'yı sevgiyle kucaklamış. O an, Esma kaybolmuş. Sefa, Esma'yı sonsuza dek kaybettiği için büyük bir acı duymuş. Ancak Esma, dünyayı kötülüklerden koruyabileceğini bilerek, mutlu olmuş. Sefa, dünyayı korumak için sihirli çiçeği kullanmış ve dünyaya barış ve mutluluk gelmiş. Sefa, Esma'yı asla unutmamış. Onun hatırası, Sefa'yı her zaman doğru yolu seçmeye yönlendirmiş. Sefa, Esma'nın cesaretini, bilgeliğini ve sevgiyi her zaman hatırlamış.