Bir zamanlar, derin bir ormanın kenarında, çok tatlı ve büyük armut ağaçları yetişen bir vadi varmış. Bu vadinin en şirin sakini ise, tombul ve sevimli bir ayıymış, adı Baloo'ymuş. Baloo, armutları çok severmiş. Özellikle de ağacın en tepesindeki, iri ve ağır armutları. 'Aman Allahım, şu armutlar ne kadar güzel görünüyor!' diye haykırmış Baloo bir gün. Ama bu armutlar o kadar yukarıdaymış ki, Baloo'nun ulaşması imkansızmış. Baloo, biraz üzgünmüş ama pes etmeye niyetli değilmiş. 'Bir çözüm bulmalıyım!' diye düşünmüş. Tam o sırada, ormanın en çalışkan sincabı, Süslü, yanından geçmiş. 'Merhaba Baloo!' demiş Süslü. 'Ne kadar üzgün görünüyorsun?' Baloo, derdini Süslü'ye anlatmış. Süslü, 'Endişelenme Baloo! Ben sana yardım ederim!' demiş. Süslü, zekasıyla bir plan yapmış. Küçük bir merdiven yapmış, dallardan ve sağlam ipliklerden. 'Bak Baloo, bu merdivenle rahatça armutlara ulaşabilirsin!' demiş Süslü. Baloo çok sevinmiş. Merdiveni kullanarak en güzel, en ağır armutları toplamış. Bazılarını kendisi yemiş, bazılarını da arkadaşlarıyla paylaşmış. En güzel, en büyük armutlarla da lezzetli bir armut pastası yapmış. 'Ne kadar lezzetli oldu!' diye haykırmış Baloo, ağzı dolu dolu. Baloo, o gün öğrendi ki; arkadaşlık ve yardımlaşma ile her zorluğun üstesinden gelebilirsin. 'Bir dahaki sefere de armut toplamaya geleceğiz Süslü!' demiş Baloo, mutlu bir şekilde. Ve böylece, Baloo ve Süslü, güzel bir dostluk kurmuş, birlikte pek çok armut toplamış ve birçok lezzetli armut pastası yapmışlar. Armutların iyisini ayı yemiş, ağır ve hantal armutlar bile Baloo'nun keyfini kaçıramamış. Herkes mutlu ve doymuş bir şekilde yaşamışlar.