Clapsi, çok tatlı, küçük, pembe bir tavşandı. Annesi ve babası çok çalışkan çiftçilerdi ve günleri çiftlikteki işlerle dolu geçerdi. Bir gün, Clapsi'nin doğum günüydü! Ama annesi ve babası o kadar çok çalışıyorlardı ki, Clapsi'nin doğum gününü tamamen unutmuşlardı. Clapsi, biraz üzüldü ama hemen pes etmedi. 'Ben kendime bir doğum günü partisi vereceğim!' dedi kendi kendine. Önce, bahçedeki en güzel çiçekleri topladı. Sonra, en sevdiği elmaları ve havuçları bir sepete koydu. Ardından, bütün gün çalışmış olan yorgun annesi ve babası için, güzel bir çilek şerbeti hazırladı. 'Şimdi ne yapacağım?' diye düşündü. Birden aklına harika bir fikir geldi! Clapsi, tüm çiftlik hayvanlarını çağırdı. Koyunlar, inekler, tavuklar ve hatta küçük bir kirpi, Clapsi'nin sürpriz doğum günü partisine katıldı. Herkes Clapsi için şarkılar söyledi, oyunlar oynadı ve lezzetli çilek şerbetinden içti. Annesi ve babası, tüm bu neşeyi görünce çok şaşırdılar ve ne kadar çok sevdikleri Clapsi'nin ne kadar yaratıcı olduğunu fark ettiler. Clapsi'nin doğum gününü unuttukları için çok üzüldüler ve onu kocaman kucakladılar. Clapsi, 'Önemli olan birlikte olmaktır' dedi, 've sizleri çok seviyorum!' Annesi ve babası da, 'Seni de çok seviyoruz, tatlı Clapsi!' dediler. O gün, Clapsi'nin unutulmaz bir doğum günü oldu. Herkes çok eğlendi ve birlikte güzel bir gün geçirdiler. Clapsi öğrendi ki, bazen işler çok yoğun olsa bile, sevdiklerimizi asla unutmamalıyız ve birlikte geçirdiğimiz zamanın ne kadar değerli olduğunu asla göz ardı etmemeliyiz.