Ege, çok hareketli ve maceraperest bir çocuktu. Bir gün, bahçesinde oynarken, dedesinin eski, parlak kırmızı bir arabasını buldu. Araba çok eski görünüyordu ama Ege'nin hayal gücüyle bir anda uçan bir arabaya dönüştü! Ege hemen arabaya atladı. 'Vuuuv! Şimdi göklere doğru!' diye bağırdı. Araba, Ege'nin hayal gücüyle gerçekten uçmaya başladı. Bulutların arasından geçtiler, gökkuşaklarına dokundular, yıldızlara el salladılar. Çok eğlenceli bir yolculuktu! Ama birden, çok hızlı bir şekilde aşağı doğru düşmeye başladılar. Ege korktu, 'Aman Tanrım!' diye bağırdı. Tam o anda dedesi yanına geldi ve 'Ege, emniyet kemerini takmayı unutmuşsun!' dedi. Ege, 'Haklısınız dede!' dedi. Dedesi, 'Uçan arabalar bile güvenlik kurallarına uymayı gerektirir. Emniyet kemeri, seni güvende tutar' diye açıkladı. Ege, bir dahaki seyahatinde emniyet kemerini takmayı unutmadı. Bu sefer, güvenli ve rahat bir şekilde gökyüzünü keşfetti. Gökyüzünde 'Bir daha asla emniyet kemerimi takmayı unutmayacağım!' diye düşündü. Ege, o gün öğrendiği dersi asla unutmadı. Emniyet kemerinin önemini kavradı ve her zaman güvenli bir şekilde seyahat etti. Macerası bittiğinde, 'Bu harika bir gündü!' dedi ve gülümsedi.