Gülcan, Hafsa ve Ecrin, üç yakın arkadaştı. Her zaman birlikte macera ararlardı. Bir gün, köyün kenarındaki eski, ürkütücü ormana gitmeye karar verdiler. Köylüler, ormanın lanetli olduğunu ve içinde kötü ruhların yaşadığını söylerlerdi. Ancak Gülcan, Hafsa ve Ecrin korkaksın kişiler değildi. 'Biz korkmuyoruz!' diye bağırdı Gülcan, 'O ruhlarla yüzleşeceğiz!'. Ormanın içine doğru ilerlerken, hava ağırlaştı ve ağaçlar ürkütücü şekiller almaya başladı. Hafsa, 'Bence geri dönmeliyiz,' dedi, 'Burası gerçekten çok ürkütücü!'. Ama Ecrin, 'Vazgeçmeyeceğiz!' diye cevapladı, 'Bu macerayı tamamlayacağız!'. Derinlere indikçe, orman daha da karanlık ve sessiz oldu. Birden, önlerinde bir ışık parladı. Gülcan, 'Bakın, bir kulübe!' diye bağırdı. Kulübe, eski ve yıkık görünüyordu. Kapısı açıktı ve içeriden ürkütücü sesler geliyordu. Gülcan, 'Hadi içeri girelim!' dedi, 'O ruhları bulmalıyız!'. İçeri girer girmez, üç arkadaş karanlık bir odada buldular kendilerini. Odadan gelen ürkütücü sesler birden durdu. Bir ses, 'Kimsiniz siz?' diye sordu. Gülcan, 'Biz sadece macera arıyoruz!' diye cevapladı. Ses, 'Buraya macera aramaya gelmemelisiniz!' diye uyarırdı. 'Bu orman lanetli ve sizi de lanetleyecektir!'. Gülcan, 'Korkmuyoruz!' diye cevapladı, 'Biz cesuruz ve sizi yenebiliriz!'. Bunun üzerine, karanlık odadan bir yaratık belirdi. Yaratık, uzun ve ince bir vücuda, parlayan kırmızı gözlere ve sivri dişlere sahipti. Hafsa, korkudan titredi, 'Kaçalım!' diye bağırdı. Ama Ecrin, 'Vazgeçmeyeceğiz!' diye cevapladı, 'Yaratığı yenmeliyiz!'. Gülcan, Hafsa ve Ecrin, birlikte yaratığı kovalamaya başladılar. Yaratık, hızlı ve çevikti ama Gülcan, Hafsa ve Ecrin daha da hızlıydı. Sonunda, yaratığı köşeye sıkıştırdılar ve cesurca savaştılar. Yaratık, Gülcan, Hafsa ve Ecrin'in cesaretine hayran kaldı ve onlara bir söz verdi. 'Siz, cesur ve korkusuz insanlar. Bu ormanın lanetini kırdınız. Artık korkmanıza gerek yok!'. Gülcan, Hafsa ve Ecrin, sevinçle köylerine döndüler. Ormanın lanetini kırmışlardı ve her zaman macera aramaya devam edeceklerdi. Artık, her zaman cesur ve korkusuz olmanın önemini biliyorlardı.