Minik Tilki Pip, çok meraklı ve biraz da yaramaz bir tilkiydi. Bir gün, annesinin 'Bahçedeki çilekleri yemeyeceksin!' uyarısına aldırmadan, en güzel, en kızıl çilekleri bulmak için ormana doğru yola koyuldu. Yolda, 'Merhaba!' diye seslenen bir tavşana rastladı. Tavşan, 'Ormana doğru mu gidiyorsun? Dikkat et, orada çok tehlikeli bir kurt varmış!' diye uyardı Pip'i. Pip, 'Korkmuyorum!' diye cevap verdi, ama içinden bir ürperti geçti. İlerledikçe, ormanın derinliklerinde garip sesler duydu. 'Cırt! Cırt!' Birden, karşısına iri bir kurt çıktı. Pip korkudan dondu kaldı. Kurt, 'Küçük tilki, seni yiyeceğim!' diye bağırdı. Pip, aklına gelen ilk şeyi yaptı: 'Benimle oynamak ister misin?' diye sordu. Kurt şaşırdı. Pip, 'Bak, sana en güzel çileklerden getireceğim' dedi ve çantasındaki lezzetli çilekleri gösterdi. Kurt, çilekleri görünce gözleri parladı. Pip'le oynadı, çilekleri yedi ve sonunda 'Sen çok zekisin küçük tilki' diyerek Pip'i yoluna devam etmeye bıraktı. Pip, annesinin yanına mutlu bir şekilde döndü ve ona yaşadıklarını anlattı. Annesi, 'Merak güzeldir ama tehlikelere karşı da dikkatli olmak gerekir' dedi. Pip, o günden sonra her zaman annesinin sözlerini dinledi ve daha dikkatli davrandı. Ama unutmadı elbette, kurtla yaptığı eğlenceli oyunu ve arkadaş olmanın gücünü.