Pera, her zaman sayılara meraklı bir tavşancıktı. Güneş doğarken 1, 2, 3 diye sayarak güne başlar, zıplayışlarını 4, 5, 6 diye sayarak takip eder ve akşamları 7, 8, 9, 10 diye sayarak uykuya dalardı. Bir gün, ormanın en yaşlı ağacı olan Büyük Çam ağacının altında oyun oynarken, bir parıltı gördü. Parıltıya doğru koştuğunda, parıldayan küçük bir taş buldu. Taşı alıp incelediğinde, üzerinde 1 rakamını gördü. 'Acaba bu taş sihirli mi?' diye düşündü Pera. Tam o sırada, Büyük Çam ağacı 'Merhaba Pera!' diye seslendi. 'O taş sihirli! Üzerine sayılar yazarsan, hayallerin gerçekleşebilir!' dedi. Pera çok heyecanlanmıştı. Hemen 2 rakamını taşın üzerine çizdi. Aniden, yanında sevimli bir sincap belirdi. Pera çok sevinmişti. 3, 4, 5, 6 rakamlarını çizdikçe, etrafında daha da çok hayvan belirmeye başladı. Bir tavşan, bir kirpi, bir baykuş, bir tilki... Pera, sihirli sayılarla arkadaşlarının sayısının arttığını ve etrafının neşe ve kahkaha ile dolduğunu gördü. Sonra, Büyük Çam ağacının 'Sayılar sadece sihirli değil Pera, aynı zamanda arkadaşlık ve mutluluk için de önemlidir!' dediğini duydu. Pera, o günden sonra sayıları daha da çok sevdi ve her zaman etrafındaki güzellikleri fark etmeye çalıştı. Çünkü biliyordu ki, her sayı sihirli bir güç barındırıyor ve onu her zaman arkadaşları ve mutluluğuyla çevreleyecekti.