Poyraz ve Egemen, birbirlerine çok bağlı iki kardeştiler. Poyraz, yedi yaşında, Egemen ise beş yaşındaydı. Poyraz'ın doğum günü yaklaşıyordu ve Poyraz, tüm günü ailesiyle birlikte geçirmeyi çok istiyordu. Ancak Poyraz ve Egemen, bazen küçük tartışmalar yaşarlar, oyuncaklar için kapışırlar veya birbirlerinin çizimlerini bozardılar. Annesi ve babaları, onlara hep 'Kardeşler birbirine destek olmalı, kavga etmemeli, sevgisini paylaşmalı' derlerdi. Ancak kardeşler bazen bunu unuturlardı. Doğum günü yaklaşırken, Poyraz'ın heyecanı doruktaydı. Annesi, Poyraz için harika bir pasta hazırlayacağını, babası ise bütün gününü Poyraz ile oyun oynayarak geçireceğini söylemişti. Egemen ise, Poyraz'a, el yapımı bir araba hediye edeceğini söyledi. 'Benim için en güzel hediye bu olur' diye düşündü Poyraz. Akşamları erken yatıyorlardı ve televizyondan uzak duruyorlardı. Bu sayede, her sabah enerjik uyanıyor ve güzel bir gün geçiriyorlardı. Doğum günü günü geldi çattı. Sabah, Poyraz'ın gözleri sevinçten parlıyordu. Annesi, Poyraz'ı yeni giysileriyle giydirdi. Babası, Poyraz'ı kucağına alıp havaya kaldırdı. 'Bugün senin günün, Poyraz!' diye bağırdı. Kahvaltıdan sonra, Poyraz ve Egemen, bahçede oyun oynamaya başladılar. Egemen, Poyraz'a, el yapımı arabasını hediye etti. Poyraz, arabayı görünce çok sevindi. 'Teşekkür ederim, Egemen!' dedi. İki kardeş, bahçede uzun süre oyun oynadılar, birbirlerine yardım ettiler ve hiç kavga etmediler. Paylaşmayı öğrendiler. Birbirlerine oyuncaklarını paylaştılar ve eğlendiler. Öğlen yemeğinden sonra, Poyraz ve Egemen, bir pikniğe gittiler. Ormanın içinde, şelalenin yanında güzel bir yere kurulup ailecek yemek yediler. Yemekten sonra, Poyraz, Egemen'e, babasının ona aldığı yeni oyuncağını gösterdi. Egemen, çok heyecanlandı ve Poyraz ile birlikte yeni oyuncağıyla oynamaya başladı. Poyraz, Egemen'in mutlu olduğunu görünce çok mutlu oldu. O gün, hiç kavga etmediler, hep birlikte eğlendiler. Sevgi ve saygı dolu bir gün geçirdiler. Akşam, Poyraz'ın doğum günü pastası geldi. Pasta, çok güzel ve lezzetli görünüyordu. Poyraz, pastayı dilimleyip, tüm aile bireylerine ve arkadaşlarına paylaştırdı. Herkes, pastadan bir dilim aldı ve çok lezzetli buldu. Poyraz, pastayı paylaşmanın ne kadar güzel bir şey olduğunu anladı. O gün, Poyraz, Egemen ve ailesi, çok mutlu ve huzurlu bir gün geçirmişti. Poyraz, Egemen’e olan sevgisini daha çok hissetti. Erken yatıp, güzel bir rüya ile uyuyakaldı. Doğum günü partisinden sonra herşey daha güzel olmuştu. Anne ve babaları da çocuklarının birbirlerine olan sevgisini ve saygısını görerek çok mutlu oldular. Ertesi gün, Poyraz ve Egemen okulda, arkadaşlarına doğum günü partisini anlattılar. Arkadaşları, Poyraz'ın doğum günü partisinin ne kadar eğlenceli ve güzel geçtiğini duyunca çok sevindi. Poyraz ve Egemen, arkadaşlarıyla paylaştıkları mutlulukla, kendilerini daha mutlu hissettiler. Bu tecrübeden sonra, Poyraz ve Egemen, kardeşlik bağlarını daha da güçlendirmeyi ve her zaman birbirlerine destek olmayı kararlaştırdılar. Artık birbirlerine karşı daha anlayışlı ve sabırlılar. Oyuncakları paylaşmayı, birbirlerine yardım etmeyi ve küçük tartışmalardan kaçınmayı öğrendiler. Her zaman sevgi ve saygı içinde bir arada olmayı öğrendiler. İşte böylece, Poyraz ve Egemen’in hikayesi, tüm çocuklara, kardeşlik bağının önemini ve sevginin gücünü gösteren bir masal oldu. Ve böylece, Poyraz’ın büyülü doğum günü, sevgi, paylaşma, saygı ve kardeşlik üzerine kurulu, güzel bir anı olarak kalplerinde yer etti.