Bir varmış bir yokmuş. Anne tavuk bir sürü yumurta yumurtlamış. Kuluçkaya yatmış ve yumurtaların olgunlaşmasını beklemiş. Biraz zaman geçmiş. Yumurtalar olgunlaşmış. Dört tanesinden civciv çıkmış. Bu civcivlerin hepsi birbirinden güzel ve tatlıymış. Ama bir tanesi diğerlerinden farklıymış. Civcivlerin üç tanesi sarıyken, bir tanesinin rengi siyahmış. Civcivler birazcık büyümüşler. Anneleri hepsini de çok seviyormuş. Siyah renkli civcivin adını Moli koymuş. Moli biraz büyüdüğünde farklı olduğunu anlamış. Kardeşleriyle çok iyi anlaşsa da, arkadaşları onunla alay ediyormuş. Çünkü Moli sadece kardeşlerinden değil, diğer civcivlerden de farklı görünüyormuş. Bir gün bir gölde yüzüyorken, Moli yansımasına bakmış:
-Ne kadar da çirkinim. Herkesten de çok farklıyım.
Diye düşünmüş, üzülmüş.
Moli böyle düşünürken, kardeşleri gelmiş. Kardeşleri Moli’nin etrafını sarmışlar. İçlerinden birisi:
-Moli, seni arıyorduk. Demek buradaydın. Bize neden haber vermedin?
Moli:
-Yalnız kalmak istedim.
Deyince kardeşleri şaşırmış. Moli hiç böyle yapmazmış. Nereye gidecek olsa, kardeşlerini de yanına alırmış. O günün akşamı Moli yine çok sessizmiş. Kardeşleri bu duruma çok üzülüyorlarmış. Hem ertesi gün okula başlayacaklarmış. Moli’nin heyecanlı olması lazımmış. Gece olunca uyumuşlar. Sabah uyandıklarında civciv kardeşler çok heyecanlılarmış. Anneleri onları okula götürmüş. Her birini teker teker öperek güzel bir gün dilemiş. Civciv kardeşlerin hepsi okulu çok sevmiş. Öğretmenleri de çok iyiymiş. Teneffüs olduğunda bütün çocuklar oyun oynamak için bahçeye çıkmışlar. Oyun oynarken çocuklardan biri siyah civcive:
-Sen ne kadar çirkinsin böyle. Hem simsiyahsın.
Dediği anda Moli ağlamaya başlamış. Kardeşleri Moli’yi savunmuşlar ama Moli çoktan üzülmüş bile. Kardeşleri Moli’ye üzülmemesini söylemişler. Ama ne çare?
O gün eve gittiğinde Moli odasından çıkmamış. Yemek yememiş ve kimse ile konuşmamış. Anne ve babası çok üzülmüşler. Ne yapsak da Moli’yi mutlu etsek diye düşünmüşler. Akıllarına bir fikir gelmiş. Bir süre sonra Moli’nin kapısı çalmış. Moli:
-Gir
Demiş. Anne babası, kardeşleri içeri girmişler. Moli şaşkınca bakmaya başlamış. Çünkü anne babası, kardeşleri simsiyahlarmış. Moli kahkahalarla gülmeye başlamış. O gülünce anne babası ve kardeşleri de gülmeye başlamışlar. Moli:
-Ne yaptınız böyle?
Demiş. Annesi:
-Sen siyah rengindesin. Bu yüzden mutsuzsun. Aslında sana bir şey anlatmak istedik oğlum.
Araya babası girmiş:
-Sen böyle görünüyorsun, simsiyah. Bak şimdi biz de siyahız. Şimdi sen bizi sevmekten vazgeçecek misin?
Moli:
-Hayır tabi ki. Siz benim ailemsiniz.
Kardeşlerinden biri söze atlamış:
-Peki, çirkin olduğumuzu düşünüyor musun?
Moli:
-Hayır, benim için her zaman çok güzelsiniz.
Başka bir kardeşi söze atlamış:
-Sen de bizim için öylesin Moli. İster bize benze, ister benzeme.
Üçüncü kardeşi de söze girmiş:
-Biz seni her zaman seveceğiz Moli. Sen de kendini sev. Başkalarının boş sözleri için kendini ve bizleri üzme.
Moli duygulanmış. Ailesine sarılmış ve:
-İyi ki size sahibim. İyi ki farklıyım. Beni farklıyken bile seven bir ailem var.
Annesi:
-Seni gerçekten seven insanlar, olduğun gibi sevecek zaten. Bu yüzden farklılığınla gurur duymalısın.
Demiş. O günden sonra Moli kendini daha çok sevmeye başlamış. Kendisiyle dalga geçen olunca da:
-İstediğinizi düşünebilirsiniz, ben buyum ve kendimi çok seviyorum.
Diyormuş. Bu masal da burada bitiyormuş...
Bu metin kocamanbisite.com için özel olarak yazılmıştır. Ticari maksat taşıyan tüm diğer dijital ortamlar ve basılı mecralarda kullanımı, kopyası, atıfı yasaktır. Eğitim maksatlı kullanım için her bir içeriğe yönelik izin alınması zorunludur. İzinsiz kopyalamanın tespiti durumunda uyarı verilmeksizin hukuki yollara başvurulacaktır.