Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde görkemli mi görkemli bir şato varmış. Her gören bu şatonun ihtişamına hayran kalır ve orada yaşamak istermiş. O şatonun sahibi ülkenin en zengin ailesiymiş. Bu aile çok mutluymuş ama sonradan aile kızlarına dışarı çıkma yasağı koymuş ve arkadaşlarıyla asla görüşmemesini, bunun onun iyiliğine olacağını, şatoda her zaman daha güvende kalacağına ve bu sayede başına hiçbir şey gelmeyeceğini söylemişler.
Kızları buna çok üzülmüş ama hiçbir şey diyememiş. Günler böylece geçip giderken genç kız görkemli şatonun penceresinden onunla görüşmek için gelip içeri alınmayan ve geri gönderilen arkadaşlarını izleyip duruyormuş ve onlarla asla iletişime geçemiyormuş.
Bu durum genç kızı günden güne daha fazla üzmeye başlamış. Başlarda ailesi bunu anlamamış, ama her geçen gün çökmeye başlayan kızlarını görünce çok ama çok üzülmüşler. Ailesi bir çözüm aramaya başlamışlar. Kızın Ailesi çözümü şatonun içerisine yeni yerler inşa etmekte bulmuşlar.
Kızları için oyun alanları, spor yapabileceği alanlardan, kitap okuyabileceği yerlere kadar her şeyi yaptırmışlar ve onun mutluluğu için en pahalı kıyafetleri, en pahalı hediyeleri alıyorlarmış, ama bunlardan hiçbirisi genç kızın mutlu olmasını sağlamıyormuş. Genç kız günden güne çökerken ailesi bu durumu farkedememiş, ama genç kız çok ama çok mutsuzmuş.
Derken günlerden bir gün bu genç kız bir hastalığa kapılmış ailesi ülkedeki tüm yetenekli doktorları toplamış. Tüm doktorlar genç kızı muayene etmiş, aralarında konuşmuşlar tartışmışlar ama hiçbir çözüme varamamışlar. Genç kız ailesinin gözü önünde günden güne daha da hastalanmış ama hiçbir doktor hiçbir ilaç buna çözüm olamamış.
Artık herkes ümitsizlik içerisindeyken yaşlıca bir bilgin çıkagelmiş. Ona durumu anlatmışlar ve bilgin durumu hemen anlamış. Genç kızın ailesinin yanına giderek onlara sizin kızının ilacı doktorlarda değil dışarıdadır, arkadaşlarındadır deyince aile hemen durumu anlamış ve genç kızın tüm arkadaşlarını şatoya davet etmişler. Arkadaşlarını gören genç kız o kadar sevinmiş ki bir çırpıda ayaklanıvermiş.
Günler böyle geçmiş genç kız arkadaşlarıyla zaman geçirdikçe iyileşmiş. Kızın ailesi de sonunda ne büyük bir hata yaptıklarını farketmişler ve hepsi sonsuza dek mutlu bir yaşam sürmüşler. Sonra bir anda gökten üç elma düşmüş. Biri genç kızın başına, biri arkadaşının başına biri de bu masalı dinleyen bebişe.
Bu metin kocamanbisite.com için özel olarak yazılmıştır. Ticari maksat taşıyan tüm diğer dijital ortamlar ve basılı mecralarda kullanımı, kopyası, atıfı yasaktır. Eğitim maksatlı kullanım için her bir hikayeye yönelik izin alınması zorunludur.