Melike okulda zaman geçirmeyi çok seviyordu ama yaz tatili dolayısıyla artık arkadaşlarıyla biraz ayrı kalması gerekiyordu. Bu durum onu bir hayli üzmüştü. Melike’nin öğretmeni, son derste karneleri dağıttıktan sonra, “Ailenizle çok güzel zaman geçireceksiniz, tatile de gidebilir, evde güzel etkinlikler yapabilir, bol bol kitap okuyup, bol bol oynayabilirsiniz’’ dedi. Melike, öğretmeninin bu sözleri üzerine, ‘’Üzülmeme gerek yok ben de istediğim saatte uyanırım’’ diyerek gülümsedi.
Son zil çaldığında, arkadaşlarıyla hep birlikte sarıldılar ve bir sonraki ders yılında görüşmek üzere vedalaştılar. Tam çocuklar evlerine doğru yol alırlarken, öğretmenleri herkese birer hediye kaktüs verdi. Melike’nin daha önce de çok çiçeği olmuştu ama kaktüsü daha önce görmemişti. Kaktüsün dikenli yapısı ona oldukça komik gelmişti. Ürkekçe dokunmaya çalıştı ama ne yazık ki parmağı acıdı. Öğretmenleri çocukları etrafına topladı ve küçük bir bilgilendirme yaptı. “Evet arkadaşlar kaktüs dikenli bir bitkidir. Diğer bitkiler gibi elinizle dokunamazsınız, uzaktan sevmeniz gerekir. Bu çiçeğin bakımını araştırıp öğrenmek sizin yaz tatili ödeviniz, çiçeğe en güzel şartlarda bakıp çiçeğini açtırabilen öğrencilere sürpriz hediyelerim olacak.” dedi. Öğretmen, çocukları evlerine uğurladığında, bütün çocuklar şaşkınlıktan ne yapacaklarını bilemiyordu. Bu sorumluluk onları çok ciddi hissettirmişti. Bu oldukça kesin bir duyguydu.
Melike eve gelince çantasını bir kenara bırakıp kaktüsünü diğer çiçeklerin yanına koydu. Ablası da kaktüsünü çok beğendi. Ailecek yemek yerlerken, Melike öğretmenin verdiği bitkiyi anlattı ve ödevlerini açıkladı. Annesine kaktüs bakımını sordu ancak, ödevi ile önce kendisinin ilgilenmesini isteyen annesi, Melike’ye önce kendi araştırmasını yapmasını söyledi.
Akşam su içmeye uyanan Melike, minicik olan kaktüsünün de susadığını düşünerek, saksının içini suyla doldurdu. ‘’Al güzel kaktüs hızla büyü diğer çiçekler gibi kocaman ol’’ dedi ve huzur içerisinde yatağına dönüp uyumaya devam etti. Sabah kahvaltılarını yaparlarken, ablası Melike’ye ertesi gün çıkacakları 5 günlük tatili hatırlattı ve elbileselerini hazırlaması gerektiğini söyledi.
Melike, tatilin heyecanıyla hayaller kurarken bir anda kaktüsünü ve diğer bitkilerini hatırladı ve onlar tatildeyken susuz kalmaması için bitkilerini sulamak istedi. Kaktüsün saksısına da bir sürü su boca etti.
Suyu dökerken de güzel sözler söylemeyi ihmal etmemişti: “Ben gelene kadar biraz büyüsen çok güzel olur güzel kaktüs” diyerek dikenlere el salladı ve tatile gitmek üzere ailesi ile yola koyuldular.
Harika bir tatilin ardından Melike eve dönüş yolunda yine hayallere daldı. Kaktüsünün çiçek açtığını düşlüyor ve sürpriz hediyenin ne olabileceğini düşünüyordu.
Ancak eve girdiklerinde odasına koşan Melike, çok büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. Kaktüsü yumuşamış ve pörsümüş, ayrıca çok daha koyu görünüyordu. Daha açık olmak gerekirse, Melike bitkisini neredeyse öldürmüştü.
İlk yaşadığı şoktan sonra, yanlış bakım uygulamış olabileceği aklına geldi ve kaktüs bakımı ile alakalı bir kitap veya bilgi kaynağı okumadan çiçeğe baktığı için çok pişman oldu.
Zararın neresinden dönülürse kardır diyerek, hemen ailesinin ona aldığı tablet yardımıyla araştırmaya başladı ve kaktüs ile alakalı gerçek bilgilere ulaştı. Bilgilere göre, kaktüs bitkileri, depolayabilecekleri miktardan fazla olacak şekilde sulandıklarında hemen ölmeye yüz tutuyorlardı. Oysa, kaktüsler çöl bitkileri olduğundan ve çöller de kurak iklimlere sahip olduğundan, çok uzun süreler susuz kalabiliyorlardı. Yani Melike’nin ilk yaptığı sulama, çok uzun süreler bitkiye yetebilecekti.
Bu bilgileri edindikten sonra ablasına gitti ve hatasını paylaştı. Ablası ona sarıldı ve bu durumu düzeltebileceklerini söyledi. Melike’nin gözleri parladı ve hemen ikisi işe koyulup bitkiyi kurtarmak üzere uğraştılar. Kaktüsü önce güzelce saksısınından çıkarıp toprağını değiştirdiler. Bu değişim işleminden yaklaşık 1 hafta sonra, kaktüs yavaş yavaş sertleşmeye ve canlanmaya başladı. Dikenleri eskisi gibi dümdüz olmuştu.
Bu olaylardan sonra Melike, kaktüsler ile alakalı bir sürü kaynak okudu ve okulların başlmasına 1 hafta kala odasına bir toka almak için girdiğinde, gördüğü şeye inanamadı. Kaktüs çiçek açmıştı! Hemen evde sevinç çığlıkları attı ve ailesindeki herkesi odasına çağırdı.
Melike’yle birlikte çok sevinen diğer aile üyeleri hemen sürpriz hediyeyi tartışmaya başladılar. Melike çiçeğin fotoğrafını öğretmenine göndermesi için annesinden fotoğraf çekmesini rica etti. Fotoğrafı öğretmene gönderen anne, kızına şefkatle sarıldı ve onu tebrik etti.
Okul başladığında hemen hemen tüm çocuklar kaktüslerine çiçek açtırabilmişti. Açtıramayan çocuklar ise, kaktüs bakımı hakkında bilgi edinmeyen, kitap okumayan veya araştırma yapmayan tembel öğrencilerdi. Öğretmenleri sabırsızlandı ve hediyeyi açıklamak istediğini söyledi. Bütün çocuklar nefesini tutmuştu. Öğretmen tahtaya harf harf yazmaya başladı: “Bil-gi-sa-yar!”. Çocuklar sevinçten çığlıklar atıyorlardı. Bilgiyi edinme ve bilgiye ulaşma konusunda tüm yaz özveri gösteren bu çocukların sürpriz hediyesi bilgisayardı…
Bu metin kocamanbisite.com için özel olarak yazılmıştır. Ticari maksat taşıyan tüm diğer dijital ortamlar ve basılı mecralarda kullanımı, kopyası, atıfı yasaktır. Eğitim maksatlı kullanım için her bir hikayeye yönelik izin alınması zorunludur.