Sır Tutamayan Tinki

Bir varmış bir yokmuş. Tinki adında bir çocuk yaşarmış. Derslerinde başarılı ve çok tatlı bir çocukmuş. Ama bizim Tinki’nin bir kötü huyu varmış. Tinki, hiç sır tutamazmış. Biri bir şey anlatınca, hemen gidip herkese anlatırmış. Arkadaşları Tinki’yi çok sevseler de, onun bu huyunu sevmezlermiş. Bir gün sınıfta Poki, Tinki’ye:

-Şu ön sırada oturan kıza bak, dört göz. Her şeye karışıyor. Sinir oluyorum.

Poki, bunu Tinki’ye söylemiş söylemesine ama sonrasında pişman olmuş. Acaba Tinki kıza bir şey söyler mi diye, içi içini yemiş. Ama olan olmuş bir kere. Teneffüs olmuş. Tinki kızın yanına giderek:

-Poki seni hiç sevmiyor, sana dört göz dedi.

Deyince kız çok üzülmüş. Ağlamaya başlamış. Sınıftan koşarak çıkmış. Poki çok utanmış. Kıpkırmızı olmuş ve:

-Tinki, bu yaptığın çok kötü bir şey. Ben sana bunu sır olarak söylemiştim.

Tinki kafasını kaşımış:

-Ne var ki bunda? Sonuçta bunların hepsini sen söyledin. Yalan söylemedim ki.

Demiş. Poki’nin fazla tepki verdiğini düşünmüş. Ders başlayıp öğretmen sınıfa girmiş. Girer girmez telefonu çalmış. Ağlayıp giden kızın annesi aramış. Kız o kadar üzülmüş ki, sınıftan çıkınca evine gitmiş. Öğretmen:

-Evet, anlıyorum. Ben durumla ilgileneceğim. Melek’e söyleyin ağlamasın lütfen.

Poki konuşmaları duyunca olayı anlamış. Kafasını eğmiş kaldıramamış. Öğretmen:

-Poki ve Tinki, dersten sonra yanıma gelir misiniz?

Demiş ve dersi işlemiş. Ders bitene kadar Poki utancından kıpkırmızı olmuş. Ders sonunda bitmiş. Tinki ve Poki öğretmenlerinin yanına gitmişler. Öğretmen önce Poki ile konuşmuş:

-Poki, Melek’in annesi beni aradı. Olanları anlattı. Arkadaşın için kurduğun cümleler çok yanlış. Bir daha lütfen böyle şeyler duymayayım. Yarın da arkadaşından özür dilemeni istiyorum.

Poki:

-Tamam öğretmenim.

Diyerek mahcup bir şekilde sınıftan ayrılmış. Poki gittikten sonra öğretmen Tinki’yi yanına çağırmış:

-Gel bakalım Tinki.

Diyerek devam etmiş:

-Bak Tinki, Poki’nin yaptığı çok yanlış bir şey. Fakat senin yaptığın da oldukça yanlış bir davranış. Arkadaşının seninle paylaştığı bir düşünceyi üçüncü bir kişiyle paylaşman çok yanlış. Bu yaptığın şey arkadaşlarının sana olan güvenini kırar. Yaptığın hatayı biraz düşünmeni ve yarın her iki arkadaşından da özür dilemeni istiyorum.

Tinki hiçbir şey anlamıyormuş. Bunun nesi yanlışmış? Yalan söylememiş sonuçta. Tinki yine de:

-Tamam öğretmenim.

Diyerek eve gitmiş. Evde çok düşünmüş. Yaptığında yanlış hiçbir şey yokmuş. Öğretmeni de durumu tıpkı Poki gibi abartıyormuş. Ertesi gün Poki Melek’ten, Tinki ise hem Poki hem Melek’ten özür dilemiş. Ne yazık ki Poki artık Tinki’ye güvenmiyormuş. Onunla hiçbir şeyi paylaşmak istemiyormuş. Sınıftaki diğer çocuklar da Tinki ile arkadaşlık etmek istememişler. Çünkü zamanında, Tinki onların da sırlarını başkalarına anlatmış. Tinki bu duruma çok üzülüyormuş. Hiç arkadaşı kalmamış. Bir gün öğretmen öğrencilerinin sıralarını değiştirmiş. Tinki, sınıfın en haylazı olan Yuki ile oturmuş. Pinki ve Yuki iyi anlaşmışlar. Okuldan çıkınca beraber yürümeye karar vermişler. Pinki, küçükken altına kaçırma anısını Yuki’ye anlatmış ve eklemiş:

-Yuki, sen en iyi arkadaşım oldun. O yüzden sana bunu anlattım. Sakın kimseye söyleme.

Demiş. Yuki:

-Tamam 

Demiş. Ertesi gün Tinki sınıfa geldiğinde, herkes Tinki’ye bakıp gülmeye başlamış. Sınıftan biri:

-Ne o Tinki, sabah altına kaçırdığın için mi geç kaldın?

Demiş. Tinki çok şaşırmış. Sinir ve utançtan kıpkırmızı olmuş. Yuki’nin yanına gidip:

-Sen benim arkadaşımdın. Ben sana sır vermiştim. Bunu neden yaptın?

Diye bağırmış. Yuki gülmüş ve:

-Niye kızıyorsun ki? Sen de herkesin sırrını başkalarına anlatıyorsun.

Tinki şok olmuş. Kendini çok kötü hissetmiş. Yuki’ye verecek cevap bulamamış. Çünkü Yuki haklıymış. Tinki o anda yaptığı hatayı anlamış. Gidip arkadaşlarından samimi olarak özür dilemiş. Bir daha öyle davranmayacağını, bunun ne kadar yanlış olduğunu anladığını anlatmış. Arkadaşları ona bir şans daha vermiş. Hatta o gün Melek, Tinki ve Poki gülüp eğlenmişler. O günden sonra da çok yakın arkadaş olmuşlar.