Küçük ve insanların barış içinde yaşadığı bir kasabada Elif adında çok sevimli ve tatlı bir kız çocuğu yaşıyormuş. Elif, kasabadaki herkes tarafından çok sevilirmiş. Herkese yardım eder, herkesle çok iyi geçinirmiş. Hayvanlara ise özel bir ilgisi varmış. Sokakta kedi, köpek, kirpi, kaplumbağa veya herhangi bir hayvan gördüğü zaman hemen yanına gider, onları besler, sever ve yaraları varsa iyileştirirmiş. Bu durum onun kasabada “Hayvanların en yakın arkadaşı” olarak anılmasını sağlamış.
Bir gün Elif arkadaşlarıyla evlerinin önünde oynarken ağaçların arasında bir köpek olduğunu fark etmiş. Arkadaşları oyun oynamaya devam ederken Elif, köpeğin yanına doğru ilerlemeye başlamış. Köpeğin yanına geldiğinde tüyleri siyah ve kahverengi olan kocaman gözleri ve kulakları olan çok sevimli bir köpekle karşılaşmış. Köpekçik
Elif’in yanına gelmiş ve patisini ona doğru uzatarak Elif’i selamlamış. Elif de köpekçiğe doğru uzanmış ve onu sevmeye başlamış. Köpek birden Elif ile konuşmaya başlamış. Elif bu durum karşısında oldukça şaşırmış ve biraz da korkmuş.
Köpekçik: “Elif benden korkmana gerek yok. Evet ben konuşabilen bir köpeğim ama sana asla zarar vermem” demiş. Bunun üzerine Elif: “Merhaba köpekçik. Aslında senden korkmadım. Sadece daha önce konuşan bir köpek görmediğim için çok şaşırdım”demiş. Köpekle Elif bir süre daha konuşmuşlar fakat Elif’in eve dönme vakti gelmiş. O nedenle ailesinin merak etmemesi için evine dönmeliymiş. Köpekçikle yarın tekrar aynı yerde buluşmak üzere sözleşmişler ve Elif evine dönmüş. Ailesiyle birlikte akşam yemeğini yemiş, bir süre kitap okumuş ve dişlerini fırçaladıktan sonra doğruca yatağına girerek uykuya dalmış.
Ertesi gün uyandığı zaman kahvaltısını yapmış ve arkadaşlarıyla oynamaya evlerinin önüne çıkmış. Köpekçikle anlaştıkları yerde buluşmuşlar ve konuşup oyunlar oynamışlar. Elif köpekçiği arkadaşlarının yanına götüreceğini fakat konuştuğunu onların bilmemesi gerektiğini söylemiş. Köpekçik de Elif’i başıyla onaylamış. Elif ve köpekçik birlikte arkadaşlarının yanına gelmişler. Elif’in arkadaşları köpekçiği çok sevmişler. Ve o akşam hepsi birlikte güzelce oyunlar oynamışlar. Akşam vakti geldiğinde çocuklar birer birer evlerine dağılmışlar. Sadece köpekçik ve Elif kalmış. Elif herkes gittiği için artık köpekçikle konuşabilirmiş. Köpekçiğin mutsuz olduğunu hatta ağladığını fark etmiş ve köpekçiğe neden ağladığını sormuş. Köpekçik: “Benim kalacak bir yerim ve ailem yok. Dışarısı çok soğuk ve korkuyorum” demiş. Bunun üzerine Elif köpekçiğe onların evinde kalabileceğini söylemiş. Köpekçik bu duruma çok sevinmiş ve birlikte eve doğru yürümüşler. Eve geldiklerinde Elif’in ailesi köpekçiği gördüklerine çok şaşırmışlar. Elif durumu ailesine anlatmış ve onlarla yaşayabilir mi diye ailesine sormuş. Ailesi de bir süre kalmasına izin verebileceklerini ama köpekçiğe uygun bir aile ve yer bulmaları gerektiğini söylemiş.
Elif köpekçikle konuşmuş ve onlarla yaşayabileceğini söylemiş. Köpekçik bu duruma oldukça sevinmiş. Elif’e teşekkür etmiş. Birbirlerine sarılmışlar ve artık aynı evde yaşayacakları için oldukça mutlu olmuşlar. Köpekçik yeni evine ve ailesine hemen alışmış. Aradan birkaç ay geçmiş ve köpekçiğe Venüs adını koymaya, artık tamamen köpekçikle birlikte yaşamaya karar vermişler. Elif ve köpekçik bu duruma çok sevinmiş. Bir gün Elif ve Venüs bahçede oynayıp konuşurlarken annesi Venüs’ün konuştuğunu duymuş ve çok şaşırmış. Başta korksa da daha sonra Elif gibi bu duruma bütün aile alışmış.
Artık Venüs kasabanın konuşan, sevimli maskot köpeğiymiş. Konuşan köpek Venüs ömrü boyunca sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir yaşam sürmüş. Elif de Venüs’ü her zaman kardeşi gibi aileden bir birey olarak görmüş. Mutlu bir şekilde hayatlarını devam ettirmişler.
Bu metin kocamanbisite.com için özel olarak yazılmıştır. Ticari maksat taşıyan tüm diğer dijital ortamlar ve basılı mecralarda kullanımı, kopyası, atıfı yasaktır. Eğitim maksatlı kullanım için her bir içeriğe yönelik izin alınması zorunludur. İzinsiz kopyalamanın tespiti durumunda uyarı verilmeksizin hukuki yollara başvurulacaktır.