Yıllar önce uzak diyarlarda çok adaletsiz ve kurnaz bir kral varmış. Halkını vergilendirmek için fırsatlar arar ve onların mutluluğu için hiç uğraşmazmış. Yanına her zaman, ne kadar yanlış olursa olsun, yaptığı her şey için onu övecek insanlar toplarmış. Kral, hatalarını dile getiren ve yaptıklarına karşı çıkanlardan hoşlanmazmış. Krallığındaki tüccarlardan birinden özellikle nefret edermiş.
Bu tüccar son derece gururlu ve zeki bir insanmış. Halkını korumanın bir kralın görevi olduğuna ve krala vergi ödemenin, krala sadık kalmanın da halkının görevi olduğuna inanıyormuş. Kralı çevreleyen tüm yalakalardan nefret ediyormuş.
Bir gün kralın sarayındayken, tüccar gururla bir kişinin zekasını kullanmaya hazır olduğu sürece geçimini sağlayabileceğini söylemiş. Tüccardan zaten rahatsız olan kral, böyle bir fırsat arıyormuş. Bundan sonra tüccarın ailesiyle birlikte ahırda kalmasını emretmiş. Maaş verilmeyecek, ahırdan dışarı çıkmasına izin verilmeyecek ve bir ay içinde zekasını kullanarak 1000 altın kazanması ve parayı kraliyet hazinesine teslim etmesi gerekecekmiş.
Tüccar, kralın kararından hayâl kırıklığına uğramış ama umudunu yitirmemiş. Kraldan tartısını yanında taşımasına izin verilmesini istemiş. Kral hemen kabul etmiş. Tartı aile ile birlikte ahıra taşınmış. Ahırda atın gübresini tartmaya başlamış. Uşaklar önce tüccarın aklını kaçırdığını düşünmüşler. Sonra ona yaklaşıp ne yaptığını sormuşlar. Tüccar onlara, kralın kendisine ahırdaki atlara düzgün bakılıp bakılmadığını öğrenmesini emrettiğini söylemiş. Her atın gübresini tartar ve ata yeterli miktarda yiyecek verilip verilmediğini öğrenirmiş. Gübrenin ağırlığı atlar için daha az olursa, o zaman hangi uşağın atını yeterince beslemediğini bildirmiş.
Seyyar satıcılar gerçekten de pazarda kraliyet atlarına yönelik yiyecekleri satıyorlarmış. Atlara daha az kalitede yiyecekleri veriyorlarmış. Hemen tüccara krala hiçbir şey söylememesi için yalvarmışlar. Karşılığında ona ve ailesine bakacaklarmış ve ayrıca bu yasadışı yollardan kazandıkları parayı iade etmeyi kabul etmişler. Tüccar, bir ay içinde uşaklardan 1000 altın toplayarak hazineye yatırmış. Kral bundan son derece rahatsız olmuş ve tüccarın bu parayı ahırdayken kazandığına inanmayı reddetmiş. Tüccarı parayı bir yerden çalmakla suçlamış.
Bu sefer tüccarın bir nehir kenarına gönderilmesine karar vermiş. Ailesiyle birlikte nehir kenarındaki küçük bir kulübede kalması gerekecekmiş. Daha önce olduğu gibi, kendisine sadece bir tartı verilecek ve para verilmeyecekmiş. Bir ay içinde 2000 altın para kazanması ve onu kraliyet hazinesine yatırması gerekecekmiş.
Tüccarın, kralın haksız talebini kabul etmekten başka seçeneği yokmuş. Nehrin yanındaki küçük kulübeye taşınmış. Tartısını taşımasına izin verilmiş. Orada tartı kullanarak suyu tartmaya başlamış. Kayıkçılar meraktan tüccara ne yaptığını sormuşlar. Tüccar onlara, kralın kendisinden hangi kayıkçının fazladan yolcu alarak teknesine aşırı yük bindirdiğini ve böylece yolcuların hayatını tehlikeye attığını öğrenmesini istediğini söylemiş.
Tüm kayıkçılar teknelerine aşırı yolcu doldurmuşlardı. Tüccardan krala hiçbir şey söylememesi için yalvarmışlar. Karşılığında, gelecekte teknelerine doğru şekilde yükleme sözü vermişler. Ayrıca önceki yıllar için fazladan vergi ödemeyi kabul etmişler. Tüccar onlara parayı kendisine yatırmalarını söylemiş. Tüccar, bir ay içinde kraliyet hazinesine yatırdığı 2000 altını toplamayı başarmış.
Sonunda kral pes etmiş ve zeki bir insanın her koşulda gelişebileceğini kabul etmek zorunda kalmış.
Bu metin kocamanbisite.com için özel olarak yazılmıştır. Ticari maksat taşıyan tüm diğer dijital ortamlar ve basılı mecralarda kullanımı, kopyası, atıfı yasaktır. Eğitim maksatlı kullanım için her bir içeriğe yönelik izin alınması zorunludur. İzinsiz kopyalamanın tespiti durumunda uyarı verilmeksizin hukuki yollara başvurulacaktır.