Ela ve Mert, yaz tatilini dedesinin eski, gizemli evinde geçirmeyi çok istiyordu. Dede evleri, şirin bir köyün eteklerinde, büyük bir bahçeye sahip, iki katlı, ahşap bir evdi. Ev, eski eşyalar ve tozlu kitaplarla doluydu. Ela, özellikle tavan arasında bulunan eski bir sandığı merak ediyordu. 'Büyükbaba, o sandıkta ne var?' diye sordu bir gün. Büyükbaba, gülümseyerek 'O sandıkta, çok değerli bir şey var, sevgili torunlarım; ama onu bulmak için biraz gizemi çözmeniz gerekecek' dedi. Ertesi gün, Ela ve Mert, tavan arasını araştırmaya başladılar. Tozlu kitapların arasında, eski bir haritaya rastladılar. Harita, bahçenin gizli bir geçidine, geçidin de kayıp Güneş Taşı'na götüren bir yol çizmişti. 'Bu harika!' diye bağırdı Mert, heyecanla. 'Güneş Taşı'nı bulmalıyız!' Harita, onları bahçenin en eski ağacının dibine götürdü. Ağacın altında, haritadaki işaretle tam olarak örtüşen, küçük bir taş levha vardı. Levhayı kaldırdıklarında, toprakta küçük bir delik ortaya çıktı. 'İşte buradayız!' dedi Ela, heyecanlı bir sesle. Delik, küçük, karanlık bir tünel gibi görünüyordu. Ela ve Mert, ellerinde küçük el fenerleriyle tünelde ilerlemeye başladılar. Tünelin duvarları, garip şekiller ve resimlerle süslüydü. Tünelin sonunda, küçük, yuvarlak bir mağara buldular. Mağaranın ortasında, parlak bir şekilde parlayan bir taş duruyordu; Güneş Taşı! Taş, sıcak ve yumuşaktı, ellerinde sanki güneşin ışığı gibiydi. Ancak, mağaranın içinde yalnız değildiler. Koyu bir köşede, büyük bir yılan dinleniyordu! Yılan, Güneş Taşı'nı koruyormuş gibi görünüyordu. Mert korkmuştu ama Ela cesurca 'Sakin olalım Mert, korkmamalıyız. Yılanı korkutmadan, yavaşça dışarı çıkmalıyız.' dedi. Yavaşça geri çekildiler ve tünelden yukarı çıktılar. Büyükbaba, onların Güneş Taşı'nı bulduklarını görünce çok sevindi. 'Güneş Taşı, sadece büyülü bir taş değil, aynı zamanda cesaret, dostluk ve yardımlaşmanın sembolüdür' dedi büyükbaba. 'Onu bulmanız, size birçok şeyi öğretti. Zorluklar karşısında cesaretinizi kaybetmemeniz, arkadaşlığınızın önemini ve karşılıklı yardımlaşmanın gücünü.' Ela ve Mert, o yaz tatilinde sadece gizemi çözmekle kalmadılar, aynı zamanda değerli bir ders de aldılar. Güneş Taşı'nı bulmaları, onlara cesaret, arkadaşlık ve yardımlaşmanın önemini öğretti. Ayrıca, eski eşyaların ve gizemli yerlerin içinde, birçok harika hikayenin ve derslerin gizlendiğini de anladılar. Yaz tatili, hayatlarında unutulmaz bir macera olarak yerini aldı. Bundan sonra, her zaman gizemli şeylere yaklaşırken, cesur olmayı, birbirlerine destek olmayı ve sakin kalmayı öğrendiler.