Ravza, küçük ama meraklı bir kızdı. Günlerini bahçesinde oynayarak, ağaçlara tırmanarak ve böcekleri izleyerek geçirirdi. Bir gün, bahçesindeki eski bir ağacın altında parlayan bir taş buldu. Taş, güneş ışığında ışıltılı bir şekilde parlıyordu. Ravza, taşı avucuna aldı ve dikkatlice inceledi. 'Bu taş ne kadar da güzel!' diye düşündü. O sırada, taş aniden ışık saçmaya başladı ve Ravza'yı etrafını saran büyülü bir ışıkla sarmaladı. Gözlerini açtığında kendini büyük bir ormanın içinde buldu. Ağaçlar gökyüzünü örterek, güneş ışınları zorlukla yere düşüyordu. Ravza etrafına bakındı, heyecanla ormanın güzelliğini keşfediyordu. Birden, karşısına küçük, tüylü bir tavşan çıktı. 'Merhaba, küçük kız. Buraya nasıl geldin?' diye sordu tavşan. Ravza, şaşkınlığını üzerinden atarak, 'Ben... ben bir taş buldum ve sonra buraya geldim.' diye yanıtladı. Tavşan, 'Bu taş, sihirli bir taş! Seni ormana getiren de o. Ama merak etme, sana yardım edeceğim. Bu ormanı keşfedebilir ve sihirli taşın gücünü öğrenebilirsin.' dedi. Ravza, tavşana teşekkür etti ve birlikte ormanı keşfe çıktı. Yolda, konuşan çiçekler gördüler, uçan sincaplar ve şelale gibi akan bir nehirle karşılaştılar. Ravza, her şeyden çok heyecanlanmıştı. Tavşan, 'Bu ormanın sihirli taşın gücünü kullananlar için özel bir yeri var. O yere gidip sihirli taşın gücünü daha iyi anlayabilirsin.' diye açıkladı. Ravza, tavşanı takip ederek ormanın derinliklerine doğru ilerledi. Sonunda, bir ağaçların arasında gizlenmiş küçük bir kulübeye ulaştılar. Kulübe, renkli çiçeklerle süslüydü ve önünde şirin bir çeşme bulunuyordu. Tavşan, 'Bu kulübe, sihirli taşın gücünü kullanmayı öğrenmek için en uygun yer. Şimdi, sihirli taşın gücünü kullanarak kulübeye girmeni istiyorum. Ama dikkatli olmalısın, çünkü gücü kontrol etmek çok önemlidir.' dedi. Ravza, tavşanın sözlerini dikkatle dinledi ve taşın gücünü düşünerek kulübeye doğru yürüdü. Taş, Ravza'nın ellerinde parlamaya başladı ve bir ışık demeti yayarak kulübenin kapısını açtı. Ravza, kulübeye girdiğinde büyüleyici bir manzarayla karşılaştı. Duvarlar parlayan taşlarla kaplıydı ve tavandan renkli ışıklar saçılıyordu. 'Sihirli taşın gücünü anlamak için, önce kendinle barışık olmalısın. Meraklı ol, yeni şeyler öğrenmekten korkma. Yardıma ihtiyacın olduğunda, cesurca yardım iste. Unutma, sihirli taşın gücü senin içinde. Sadece iyi niyetle kullanmalısın.' diye seslendi bir ses. Ravza, etrafına bakındı ve sesi kaynağını bulmaya çalıştı. 'Benim içinde mi?' diye sordu şaşkınlıkla. 'Evet, senin içinde. Şimdi, geri dönme vakti geldi. Ormanı ve sihirli taşın gücünü öğrendin. Şimdi, öğrendiklerini başkalarıyla paylaşabilirsin.' dedi ses. Ravza, gözlerini açtığında yine kendi bahçesindeydi. Elinde tuttuğu sihirli taş, güneş ışığında parlıyordu. Ravza, ormanda yaşadığı büyülü yolculuğu asla unutmadı. Sihirli taşın gücünün, aslında iyi niyetli olmak, yardımlaşmak ve öğrenmeye açık olmak olduğunu anlamıştı. O günden sonra, Ravza, her zaman iyi niyetli olmak, yeni şeyler öğrenmek ve başkalarına yardım etmeye çalıştı. Ve her seferinde, sihirli taşın gücünü, kendi içinde hissediyordu.