Deniz, çok tatlı, çok neşeli, küçük bir kızdı. Gözleri deniz mavisi, saçları güneşin altın rengi gibiydi. Deniz, oyun oynamayı, şarkı söylemeyi ve arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi çok severdi ama bir sorunu vardı: Uykusu çok azdı. Her gece geç yatıyor, sabah da zor uyanıyordu. Bu yüzden okulda bazen uyukluyordu, oyunlarında enerjisi azalıyordu. Annesi ve babası, 'Denizciğim, uyku çok önemli! Uyku, vücudunun ve beyninin dinlenmesi için gerekli. Uyursan daha enerjik olursun, daha iyi ders çalışırsın ve arkadaşlarınla daha çok eğlenirsin!' diye tekrar tekrar uyarırlardı ama Deniz onları pek dinlemiyordu. Bir gün, Deniz, bahçede oynarken, küçük, yakışıklı, akıllı ama biraz da huysuz bir prensle karşılaştı. Küçük Prens, sihirli bir toz bulutundan çıkmıştı. Pembe bir elbisesi, yıldızlarla süslü bir tacı vardı. 'Merhaba!' dedi Küçük Prens. 'Benim adım Prens Pimpirik. Sen kimsin?' 'Ben Deniz!' diye cevap verdi Deniz. 'Ama ben uyumayı sevmiyorum.' Prens Pimpirik gülümsedi. 'Uyumamayı sevmek kötü bir şey değil ama yeterli uyku olmazsa, eğlenceli oyunlar oynayamaz, güzel resimler çizemez, yeni şeyler öğrenemezsin. Okulda derslere dikkat edemez, arkadaşlarınla güzel vakit geçiremezsin. Benim sihirli tozum var, seni bir geceliğine uykunun büyüsüne götürebilir. Ama karşılığında bana okulun ne kadar eğlenceli olduğunu anlatman gerekiyor.' Deniz, Prens Pimpirik'in teklifini kabul etti. Prens Pimpirik, sihirli tozundan biraz Deniz'in burnuna üfledi. Anında Deniz, kendini yumuşacık bir bulutun içindeymiş gibi hissetti. Bulutlar, yıldızlar ve ay ışığıyla dolu, harika bir rüya ülkesine doğru uçuyordu. Rüyasında rengarenk balinalarla yüzüyor, uçan kedilerle oyun oynuyor, gül bahçelerinde koşuşturuyordu. Sabah uyandığında, Deniz kendisini çok dinç ve enerjik hissediyordu. 'Vay canına!' diye haykırdı. 'Ne kadar harika bir uykuymuş! Gerçekten de uyumanın önemini anladım!' Prens Pimpirik gülümsüyordu. 'Şimdi bana okuldan bahsetmeni rica ediyorum.' Deniz, heyecanla okuldan bahsetmeye başladı. Arkadaşlarından, öğretmenlerinden, derslerden, okul gezilerinden ve okul kantinindeki lezzetli yemeklerden söz etti. Prens Pimpirik, Deniz'in anlattıklarına öyle çok kaptırdı ki, okulun ne kadar eğlenceli ve öğretici olduğunu anladı. Hatta okulda öğrenilebilecek yeni şeyler hakkında daha fazla bilgi edinmek istedi. Bundan sonra, Deniz her gece düzenli bir şekilde uyumaya başladı. Okulda derslerine daha iyi odaklanıyor, arkadaşlarıyla daha çok eğleniyor ve enerjik bir şekilde oyunlar oynuyordu. Prens Pimpirik de, Deniz'in anlattıklarından esinlenerek, kendi ülkesinde okulların daha eğlenceli ve ilgi çekici hale gelmesi için sihirli tozunu kullanmaya karar verdi. İşte böylece, Deniz'in büyülü uykusu, hem kendisine hem de Prens Pimpirik'in ülkesindeki çocuklara, uykunun ve okulun önemini öğretmişti. Deniz ve Prens Pimpirik her gün birlikte oyunlar oynuyor, birlikte gülüyor, birlikte maceralar yaşıyorlardı. Deniz, artık uykusunu çok seviyordu çünkü iyi bir uyku, onun için mutlu ve sağlıklı bir yaşamın anahtarıydı. Ve okul, onun için artık sadece derslerin olduğu bir yer değil, yeni arkadaşlar edindiği, yeni bilgiler öğrendiği ve eğlendiği keyifli bir mekandı. Bu güzel dostluk ve unutulmaz deneyim, Deniz'in hayatını sonsuza dek değiştirdi. O, her zaman uykusunun ve okulunun kıymetini bilecek ve bu iki güzel şey sayesinde hayatının tadını çıkaracaktı. Ve böylece, mutlu sonla biten bu masal, hepimizin uykusunun ve eğitiminin ne kadar değerli olduğunu hatırlatıyor bize. ' Uyumanın önemini anladım' dedi Deniz. 'Ve okulun ne kadar eğlenceli olduğunu da!' Prens Pimpirik başını salladı, 'İşte bu yüzden hepimiz uyumayı ve öğrenmeyi sevmeliyiz.' dedi. Sonrasında, Prens Pimpirik, bir başka maceraya atılmak için, sihirli toz bulutuna binerek uzaklaştı. Ama kalbi, Deniz'in kalbiyle sonsuza dek bağlı kalacaktı.