Güneş, yemyeşil bir vadiye altın ışınlarını dökerken, sevimli küçük Memik, büyükannesinin bahçesinde oyun oynuyordu. Memik, çok zeki bir çocuktu; her şeyi merak eder, her şeyin nedenini sorardı. Büyükannesi de Memik'in bu merakını çok severdi. Bugün bahçede oynayan Memik, parlak mavi bir yumurta buldu. Çok şaşırdı! 'Büyükanne, bak! Bu ne?' diye seslendi heyecanla. Büyükannesi gülümsedi. 'Bu, sevgili Memik'im, sihirli bir yumurta. İçinde harika şeyler var, ama yumurtayı kırmadan önce, üç sihirli sözcüğü söylemelisin: 'Güzellik, Bilgelik, Sevgi'.' Memik, gözleri parıldayarak, 'Güzellik, Bilgelik, Sevgi!' diye fısıldadı. Yumurta yavaşça çatladı ve içinden minik, parlak renkli bir kelebek çıktı. Kelebek havalandı ve Memik'in etrafında dans ederek, ona neşe saçtı. Memik çok sevindi! Birkaç dakika sonra, Memik, bu sefer parlak kırmızı bir yumurta buldu. Büyükannesi aynı sihirli sözcükleri hatırlatınca Memik, heyecanla 'Güzellik, Bilgelik, Sevgi!' diye bağırdı. Yumurta çatladı ve içinden küçük, sevimli bir tavşan çıktı. Tavşan, Memik'e doğru zıpladı ve onu yalamaya başladı. Memik çok mutluydu, yeni arkadaşını sevdi! Gün boyunca, Memik daha birçok sihirli yumurta buldu. Her bir yumurta farklı bir sürpriz saklıyordu: parlak sarı bir yumurtadan minik bir çiçek çıktı, parlak yeşil bir yumurtadan ise küçük, şirin bir kurbağa. Her yumurta için büyükannesinin öğrettiği sihirli sözcükleri söylemeyi unutmadı Memik: 'Güzellik, Bilgelik, Sevgi!' Memik, tüm bu yeni arkadaşlarıyla oyunlar oynadı, bahçede koşturdu, güldü. Akşam olduğunda, büyükannesi ona sıcak bir süt verdi ve Memik, gün boyunca yaşadığı harikaları anlattı. Büyükannesi, Memik'i dinlerken, 'Sevgili Memik'im, bu sihirli yumurtalar, güzellik, bilgelik ve sevgiyle dolu kalbinin bir armağanıydı' dedi. 'Çünkü iyi kalpli ve meraklı çocuklara, dünya harikalarla doludur.' Memik, o gece çok mutlu bir şekilde uyudu. Rüyasında, kelebek, tavşan, çiçek ve kurbağa ile birlikte uçuyor, zıplıyor ve oynuyordu. Sabah uyandığında, güneşin sıcaklığını ve kalbinin doluluk hissini hissetti. Anladı ki, gerçek sihir, 'Güzellik, Bilgelik, Sevgi' sözcüklerinin gücünden ve iyi bir kalbin güzelliğinden geliyordu. Memik, bundan sonra da her zaman merakını korudu, dünyayı keşfetmeye devam etti. Ama her zaman hatırladı ki, güzelliğe, bilgeliğe ve sevgiye sahip olmak, hayattaki en büyük hazinelerdendi. Ve her zaman, yeni şeyler öğrenmeyi ve yeni arkadaşlar edinmeyi severek büyüdü. Bu güzel olaylardan sonra, Memik her zaman hatırladı ki iyi kalpli ve öğrenmeye açık olmak, hayatta karşılaşacağı her türlü zorluğun üstesinden gelmesine yardımcı olacaktı. Öğrenmeye olan isteği ve merakı, onu hayatın her alanında başarılı biri yapacaktı. Her yeni gün, onun için yeni bir keşif ve yeni bir macera anlamına geliyordu. Ve Memik hep mutlu yaşadı, çünkü biliyordu ki, dünyanın en güzel hediyesi, kalbinin içindeki güzellik, bilgelik ve sevgiydi.