Meryem abla ve küçük kardeşi Hasan Ali, birbirlerine çok düşkündüler. Meryem abla, Hasan Ali’ye her zaman hikaye anlatır, onunla oyunlar oynar ve ona her konuda yardımcı olurdu. Bir gün, babaları onlara eski bir sandık gösterdi. Sandık, garip işaretlerle dolu eski bir haritayı içeriyordu. Harita, Gökkuşağı Ülkesi'ne giden yolu gösteriyordu; ancak haritanın bir bölümü yırtılmıştı. Babaları, 'Bu harita, ailemizin çok eski zamanlardan beri sakladığı bir hazineyi bulmamızı sağlayacak' dedi. 'Ancak, bu hazineyi bulmak için Gökkuşağı Ülkesi’ne gitmeli ve eksik parçayı bulmalıyız.' diye ekledi. Meryem abla ve Hasan Ali, heyecanla babalarının sözlerini dinlediler. Ailelerinin gizli hazinesini bulma fikri onları çok heyecanlandırdı. Ertesi gün, Meryem abla ve Hasan Ali, cesurca yola koyuldular. Yolda, birçok engelle karşılaştılar. Karanlık ormanlarda kayboldular, yüksek dağları geçtiler ve hızlı akan nehirleri geçmek zorunda kaldılar. Ancak, Meryem abla’nın zekası ve Hasan Ali’nin cesareti sayesinde, tüm bu engelleri aşmayı başardılar. Bir gün, bir peri kız ile karşılaştılar. Peri kız, çok güzel ve yardımseverdi. Meryem abla ve Hasan Ali, ona yardım istediklerini anlattılar. Peri kız, 'Gökkuşağı Ülkesi'ne ulaşmak için, yedi farklı rengin her birine ait yedi farklı görevi tamamlamanız gerekiyor' dedi. 'Bu görevleri tamamladığınızda, eksik harita parçasını bulacaksınız' diye ekledi. İlk görev, kırmızı rengin göreviydi: Yardıma muhtaç bir köylüye yardım etmeleri gerekiyordu. Meryem abla ve Hasan Ali, hiç düşünmeden köylüye yardım ettiler. Köylü, onlara minnettarlığını göstermek için bir kırmızı çiçek verdi. İkinci görev, turuncu rengin göreviydi: Bir bulmacayı çözmeleri gerekiyordu. Meryem abla’nın zekası sayesinde, bulmacayı kolayca çözdüler ve turuncu bir taş kazandılar. Üçüncü görev, sarı rengin göreviydi: Kayıp bir kediyi bulmaları gerekiyordu. Hasan Ali’nin cesareti ve Meryem abla’nın dikkatli gözlemleri sayesinde, kayıp kediyi buldular ve sarı bir kurdele ödül olarak aldılar. Dördüncü görev, yeşil rengin göreviydi: Bir nehri geçmeleri gerekiyordu. Meryem abla ve Hasan Ali, ellerindeki ip ve ağaç dallarını kullanarak bir geçit inşa ettiler ve nehri güvenle geçtiler. Yeşil bir yaprak ödül olarak onlara verildi. Beşinci görev, mavi rengin göreviydi: Çalınan bir mücevheri bulmaları gerekiyordu. Meryem abla’nın zekası ve Hasan Ali’nin dikkatli gözlemleri sayesinde, çalıntı mücevheri buldular ve mavi bir boncuk aldılar. Altıncı görev, indigo rengin göreviydi: Bir şarkı söylemeleri gerekiyordu. Meryem abla ve Hasan Ali, güzel bir şarkı söylediler ve indigo renkli bir tüy ödül olarak aldılar. Yedinci görev, mor rengin göreviydi: Bir labirentten geçmeleri gerekiyordu. Meryem abla ve Hasan Ali, birlikte çalışarak labirentten geçtiler ve mor renkli bir kristal aldılar. Yedi farklı görevi tamamladıktan sonra, Meryem abla ve Hasan Ali, peri kız tarafından ödüllendirildiler. Peri kız, onlara eksik harita parçasını verdi ve 'Bu harita parçası, aile tarihinizin gizli hazinesini bulmanıza yardımcı olacak' dedi. Eksik parçayı haritaya yerleştirdiler. Harita, Gökkuşağı Ülkesi’nin kalbindeki bir şelalenin arkasında gizlenmiş bir mağarayı gösteriyordu. Meryem abla ve Hasan Ali, şelalenin arkasına gittiler ve mağarayı buldular. Mağaranın içinde, ailelerinin nesillerdir sakladığı bir sandık buldular. Sandık, ailelerinin eski fotoğraflarını, mektuplarını ve aile tarihini anlatan eski bir kitabı içeriyordu. Meryem abla ve Hasan Ali, ailelerinin tarihini öğrendiler ve birbirlerine olan sevgileri daha da arttı. Eve döndüklerinde, aileleriyle bulduklarını paylaştılar. Aileleri çok mutlu oldu. Bu macera, Meryem abla ve Hasan Ali'ye birçok şey öğretti. Birlikte çalışmanın önemini, yardımlaşmanın güzelliğini ve sevgiyle her şeyin üstesinden gelinebileceğini öğrendiler. Bu günlerden sonra, Meryem abla ve Hasan Ali, her zaman birbirlerine destek oldular ve hayatta karşılaştıkları tüm zorlukların üstesinden birlikte geldiler. Onların hikayesi, sevgi, saygı ve kardeşliğin önemini anlatan güzel bir masal oldu.