Küçük bir kasabada, pembe yanakları ve parlak gözleriyle Mina adında tatlı bir kız yaşarmış. En komik arkadaşı Lili ise hep onu güldürürmüş. Lili, biraz tuhaf ama çok sevgi dolu bir tavşandı. Bir gün, Mina'nın büyükannesi hasta olduğundan, ona çilek turta götürmek üzere yola koyulmuş. 'Aman Tanrım, ne kadar heyecanlıyım!' diye düşünmüş Mina yola koyulurken. Ormandan geçerken, Lili, 'Bak Mina, bir tavşan yavrusu!' diye bağırarak zıplamış. Mina, 'Ooo, ne kadar tatlı!' demiş. Sonra, karşısına oldukça şaşkın görünen bir kurt çıkmış. Kurt, 'Merhaba küçük hanım! Büyükannenin yanına mı gidiyorsun?' diye sormuş. Mina, 'Evet!' diye cevap vermiş. Kurt, 'O zaman biraz kısayol göstereyim sana. Ama önce, en sevdiğim şarkıyı söyle bana!' demiş. Mina ve Lili, bir ağızdan, 'Hayır!' demişler. Lili ise kurtun yüzüne 'şşşt' diye yapmış ve komik bir yüz ifadesiyle, 'Sessiz ol!' demiş. Mina da kahkahadan kırılıyormuş. Kurt, bu kadar komik bir tavşandan hiç beklemediği için şaşkına dönmüş. Mina ve Lili, kahkaha dolu bir şekilde büyükannesinin evine ulaşmışlar. Büyükanne, onlara ne kadar sevindiğini söylemiş. Mina, 'Büyükanne, ormanda çok komik bir şey oldu!' demiş. Ve Mina, Lili'nin kurtla olan komik karşılaşmasını anlatmış. Büyükanne, kahkahadan karnını tutmuş. O günden sonra, Mina ve Lili, kasabanın en komik ikilisi olmuşlar. Herkes onların maceralarını dinlemek için can atarmış.