Mustafa Kemal, yeni doğmuş, minik ve çok meraklı bir bebekti. Annesi ve babası onu çok severdi, ama Mustafa Kemal bazen biraz sorumsuz davranıyordu. Oyuncaklarını her yere bırakır, mamasını döküp dağıtır, uyku zamanında ağlayarak herkesi uyandırmaya çalışırdı. Bu durum ailesini oldukça yorar, bazen de diğer çocukları rahatsız ederdi. Bir gün, Mustafa Kemal'in annesi ona parlak, güzel bir fener hediye etti. 'Bu sihirli bir fener, yavrum,' dedi annesi. 'Ama sadece sorumluluk sahibi olduğun zaman parlar. Oyuncaklarını toplarsan, mamanı dökmezsen ve uyku zamanında uslu durursan, fener ışıldayacak ve sana güzel masallar anlatacak.' Mustafa Kemal çok sevindi. Feneri kucağına aldı ve parıldamasını istedi. Ama fener karanlık kaldı. Annesi gülümsedi ve 'Bak yavrum, oyuncaklarını toplamalısın önce' dedi. Mustafa Kemal, etrafına dağılmış oyuncaklarını toplamaya başladı. Küçük arabaları, pelüş ayısını, renkli bloklarının hepsini tek tek yerine koydu. Fener hafifçe parlamaya başladı, çok az bir ışık saçtı. Sonra mamasını yedi, dikkatli bir şekilde, hiç dökmeden. Fener daha parlak oldu. Uyku vakti geldiğinde, Mustafa Kemal biraz huysuzlandı. Ama annesinin tatlı sözlerini dinleyerek, yatağına girdi ve gözlerini kapadı. O anda, fener göz kamaştırıcı bir şekilde parladı ve güzel bir melodi çalmaya başladı. Sihirli fener, Mustafa Kemal'e güzel masallar anlatmaya başladı. Masallarda cesur prensler, akıllı prensesler ve iyi kalpli hayvanlar vardı. Mustafa Kemal, masalları büyük bir zevkle dinliyordu. Masallar, sorumluluk sahibi olmanın ne kadar önemli olduğunu anlatıyordu. Sorumluluk sahibi çocuklar, arkadaşlarının ve ailelerinin sevgisini kazanıyor, daha çok şey öğreniyor ve hayatta daha başarılı oluyordu. Masallarda, sorumsuz çocukların ise yalnız kaldıkları, arkadaşlarının onları sevmediği ve zorluklarla başa çıkamadıkları anlatılıyordu. Örneğin, bir masalda, oyuncaklarını düzensiz bir şekilde bırakan bir prensin, düşmanlarının tuzağına düştüğü anlatılıyordu. Başka bir masalda ise, görevlerini ihmal eden bir prensesin, krallığının tehlikeye girdiği anlatılıyordu. Mustafa Kemal masalları dikkatle dinledikçe, sorumluluk sahibi olmanın önemini daha iyi anlamaya başladı. Artık oyuncaklarını düzenli bir şekilde topluyor, mamasını dökmeden yiyor ve uyku zamanında huysuzluk yapmıyordu. Her gün, feneri ışıldamasını sağlayarak, güzel masallar dinliyordu. Fenerin ışığı, onun için sadece bir ödül değil, aynı zamanda bir rehber, bir dost olmuştu. Bir gün, Mustafa Kemal'in annesi ona yeni bir oyun seti aldı. Çok heyecanlandı ve hemen oynamaya başladı. Ama bu sefer, oynadıktan sonra oyuncakları topladı. Mamasını da dikkatlice yedi. Uyku zamanında da hemen yatağına girdi. Fener, gece boyunca tüm ihtişamıyla parladı ve Mustafa Kemal'e, kendisinin ne kadar büyüdüğünü, ne kadar sorumluluk sahibi bir çocuk olduğunu anlatan masallar anlattı. Fener, Mustafa Kemal'in yüreğine sevgi ve mutluluk dolduğunu hissettiriyordu. Mustafa Kemal, sorumluluk sahibi olmanın getirdiği mutluluğu ve huzuru tadarak uykuya daldı. Günler haftalara, haftalar aylara dönüştü. Mustafa Kemal, artık sorumluluk sahibi bir çocuk olmuştu. Oyuncaklarını topluyor, görevlerini yerine getiriyor, arkadaşlarına ve ailesine karşı saygılı davranıyordu. Herkes onun bu değişimiyle gurur duyuyordu. Sihirli fener, onun hep yanında, onu aydınlatan bir arkadaş gibiydi. Mustafa Kemal, artık sadece sihirli fenerin parıltısından değil, kendi başarısından ve mutluluğundan da ışıldıyordu. Ve böylece, Mustafa Kemal, sorumluluk sahibi olmanın hayatına kattığı güzellikleri ve mutluluğu deneyimleyerek mutlu bir şekilde büyüdü. Mustafa Kemal’in hikayesi, bize sorumluluk sahibi olmanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Sorumluluk sahibi olmak, sadece oyuncakları toplamak ya da ödevleri yapmak değil, aynı zamanda ailemize, arkadaşlarımıza ve çevremize karşı sorumlu davranmak demektir. Sorumluluk sahibi olursak, mutlu oluruz, başkalarını mutlu ederiz ve hayatta başarılı oluruz. Mustafa Kemal gibi siz de sorumluluk sahibi olarak, sihirli fenerinizin hep yanıp parıldamasını sağlayabilirsiniz.